iphone inceleme
5 posters
►Farkımız Farklılığımız - Halsiz Forum :: ♫ Cep Telefonu | Operatör | Mesaj ♫ :: ►Telefon Tanıtımları :: ►İ-Phone
1 sayfadaki 1 sayfası
iphone inceleme
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
iPhone kaliteli ekranı ve son teknolojiye sahip donanımı ile hayal
edebileceğinizin de ötesine geçiyor. Ama eksileri de yok değil!
Merakla, heyecanla, hayranlıkla beklenen iPhone sonunda Amerika’da piyasaya
çıktı. İşte Amerika’dan taze gelen iPhone incelemeleri.
İsterseniz değişiklik yapıp sonucu baştan söyleyelim. Bir iPhone’u elinize
aldığınızda cihazı sevmek için binbir neden bulabilirsiniz. Mesela yeni multi-touch
ekranı gerçekten çok zekice tasarlanmış ve kullanımı oldukça eğlenceli bir
özellik. Üstelik parlak renkler ve yüksek çözünürlük sunan ekran çok güzel
görünüyor. iPhone harika bir taşınabilir video ve müzik oynatıcı, kaliteli bir
kamera ve yepyeni bir internet cihazını bir araya getiriyor. Web tarayıcısı
normal bilgisayarlardaki kadar kapsamlı değilse de cep telefonu için gayet
yeterli. Unutmadan, iPhone’nun gayet başarılı bir cep telefonu olduğunu da
ekleyelim.
Ancak iPhone’un bazı eksikleri de yok değil. Bazıları cihaz ocak ayında
açıklandığından bu yana biliniyordu. 3G bağlantısı ve ofis uygulamaları olmaması
bunlara örnek gösterilebilir. iPhone kullanıcıların eline geçtikten sonra ortaya
çıkan problemler arasında ise sürekli kullanımda cihazın ısınması ve dokunmatik
ekranın kolay kirlenmesi gösterilebilir.
Dokunmatik ekrandaki yazılımsal klavye konusunda halen bazı şüpheler mevcut.
Genel olarak otomatik metin girişi başarılı tahminler yapsa da donanımsal bir
klavye kadar rahat metin girişi yapılamıyor. Uzun e-postalar yazacaksanız bu
klavyeden pek hoşlanmayabilirsiniz.
iPhone’un dayanıklılığı gayet etkileyici. Anahtar gibi metal cisimlerle
iPhone’un ekranını çizmeye çalıştığımızda veya halı ve beton yüzeyde
düşürdüğümüzde bile sadece betonun etkisiyle metal çerçevede ufak çizikler
oluştu o kadar. iPhone pahalı bir cep telefonu ve bazı ciddi eksikleri de
mevcut. Ülkemize gelmesine yaklaşık bir yıl olsa da Amerikalı kullanıcılar yeni
versiyonu beklemeye şimdiden başladılar. Ancak bir gerçek var ki iPhone’un şık
görüntüsünü ve etkileyici efektlerini bir kez gördükten sonra kredi kartı
limitlerini zorlamamak için kendinizi tutmanız bir hayli zor olacak.
iPhone tıpkı iPod’lar gibi bilgisayara iTunes aracılığı ile sorunsuzca
bağlanabiliyor. iPhone’u kullanabilmek için iTunes’un en son 7.3 sürümü
gerekiyor.
Telefonun Kullanımı
iPhone bildiğiniz elektronik cihazlardan bariz şekilde farklı bir alet. Bir kere
üzerinde doğru dürüst tuş yok. Ön yüzeydeki tek tuş ekranın altında bulunan ve
herhangi bir pencereden “masaüstüne” dönmenizi sağlayan “Home(Ev)” tuşu. Metal
çerçevenin kenarlarındaki tuşlar ise sırasıyla üstte bulunan açma-kapama tuşu
ile sol taraftaki ses açma kapama ve seviye tuşlarından ibaret.
iPhone menülerinde dolaşırken en çok yapacağınız hareketler parmağınızı ekran
üzerinde kaydırma ve tıklama olacak. Öncelikle deyim yerindeyse “ekran kilidini”
açmak için parmağınızı soldan sağa doğru kaydırıp ana ekrana ulaşıyorsunuz. Daha
sonra da adres defteri ya da müzik albüm listelerinde yukarı aşağı gezinmek için
gene parmağınızı hızlıca kaydırmanız yeterli. iPhone’nun multi-touch ekranı bu
işlemleri oldukça hızlı ve hassas şekilde gerçekleştirebilmenize izin veriyor.
Multi-touch dediğimiz meseleye gelecek olursak, bu yeni teknoloji sayesinde
dokunmatik yüzey birden fazla “dokunmaya” aynı anda tepki verebiliyor. iPhone’da
en çok kullanıldığı bölüm fotoğrafların yakınlaştırılmasında görülüyor. İki
parmağınızı ekrana değdirip birbirlerinden uzaklaştırdığınızda fotoğraf
parmaklarınız hareketiyle orantılı olarak yakınlaşıyor. Gerçekten çok hoş ve
gelişime çok açık bir özellik.
Menü Düzeni
iPhone’un ana menüsünde oldukça şık görünen uygulama simgeleri ve alt bölümde de
telefonunun farklı işlevlerini gösteren Telefon, E-posta, Safari web tarayıcı ve
iPod butonları bulunuyor. Adres defteri sık kullanacağınız uygulamaların başında
geliyor. Adres defterinde yeni bir kişi kartı oluştururken istediğiniz ekstra
bilgileri de “add a field” seçeneğini kullanarak ekleyebilirsiniz. Ama işiniz
bittikten sonra ekranın üst kısmındaki “Save” butonuna tıklamalısınız yoksa
telefon sizi uyarmadan yaptığınız değişiklikleri kaydetmeden uygulamayı
kapatabiliyor.
Sayabileceğimiz diğer eksiklerden biri de kalan pil göstergesi. Ekranın
tepesinde ufak bir pil simgesi olsa da ne kadar şarj kaldığını yüzde (ya da daha
güzeli zaman) olarak gösteren bir gösterge bulunmuyor. Can sıkıcı sayılabilecek
bir diğer özellik de iPhone’un telefon simgesine tıkladığınızda karşınıza adres
defterinin çıkması. Eğer kayıtlı olmayan bir numarayı aramak istiyorsanız bir
kez daha tıklayarak numara tuşlarına ulaşmalısınız. Yabancı numaralarla işiniz
yoksa çok da önemli değil.
iPhone’un menüleri ve uygulamaları telefonun pozisyonuna göre şekil
alabiliyorlar. Cihazın açı sensörü sayesinde iPhone yatay ya da dikey durduğunu
anlayarak menüleri uygun şekle getirebiliyor.
Arama Kalitesi
Dokunmatik ekranlı bir telefonla numara çevirmek iPhone’da pek problem olmasa da
fiziksel tuşları olan telefonlarda gördüğümüz gözleri kapalı tek elle şimşek
hızında arama yapan cambazların iPhone için biraz çalışmaları gerek. Dokunmatik
ekranlarda tuşlardan geri bildirim olmaması işleri biraz zorlaştırıyor.
Telefonun, aramalardaki ses kalitesi başarılı. Arada sırada duyulabilen
parazitler olsa da önemli seviyede değil.
iPhone’un bütünleşik sensörlerinden biri de telefonu kulağınıza götürdüğünüzü
algılayarak ekranı karartıp hatalı dokunmaların önüne geçiyor. Bir diğer güzel
özellik de Visual Voicemail denen görsel mesaj servisi. Bu özellik sayesinde
telefonunuz kapalıyken ya da size ulaşılamayan diğer durumlarda telesektere
gelen mesajların listesini görebiliyor ve istediğiniz mesajı
dinleyebiliyorsunuz. Arayan kişi adres defterinde kayıtlıysa direk olarak
listede ismi görünüyor. Böylece sizin için önemli olan mesajları diğerleriyle
vakit kaybetmeden hemen dinleyebilirsiniz.
Harici hoparlör ne yazık ki yeterli değil. Bu özelliği kullanarak yaptığımız
görüşmelerde en yüksek ses seviyesinde bile karşı tarafı duymak özellikle
gürültülü ortamlarda biraz zor.
Kamera
Türk tüketicisinin cep telefonlarında en çok dikkat ettiği özelliklerin başında
gelen kamera iPhone’da da bulunuyor ancak piyasadaki rakiplerinden biraz daha
zayıf yeteneklere sahip. 2 megapiksel çözünürlük sunan kamera herhangi bir efekt
ya da zoom ayarı içermiyor. Perde hızı eşdeğer dijital makinelerden hatta daha
yüksek kameralı cep telefonlarından bile biraz daha uzun. Denemelerimizde 258 MB
-392 JPEG dosyası- fotoğrafı aktarmak yalnızca 5 dk. sürdü.
Çektiğiniz fotoğrafları incelemek istediğinizde parlak geniş ekrana bir kez daha
hayran oluyorsunuz. Resimler çok güzel görünüyor. Renkler gerçekleriyle
neredeyse birebir aynı ve resimlerin ekrana uyması için kesilmesi gibi bir
sorunla karşılaşmadık. Elde ettiğimiz resimler genelde gayet keskin ve parlaktı.
iPhone kamerası Türk kullanıcıları memnun edecek gibi görünüyor.
Dokunmatik Klavye ve Otomatik Metin
iPhone’un ilk başta en korkulan özelliği üzerinde gerçek bir tuş takımının
bulunmamasıydı. Blackberry gibi bazı smartphone’lar neredeyse tam takım klavye
sunarken iPhone tüm bu tuşların işlevini dokunmatik ekranı üzerinde
gerçekleştirme iddiasında. Steve Jobs bu özelliğin aslında bir avantaj olduğunu
ve ilerde koymak istediğiniz yeni bir tuş olduğunda iPhone’da bunu yazılımsal
olarak kolayca gerçekleştirebileceğinizi belirtiyordu, oysa fiziksel tuşlara
sahip modellerde böyle bir şansınız yok.
Denemelerimizde iPhone’nun sanal tuş takımının korkulduğu kadar kötü olmadığını
gördük. Hatalı girilen harfleri iPhone zekice doğruları ile değiştirebiliyor.
Otomatik metin aracı yanlış yazılmış kelimeler yerine kullanıcıya tavsiye
sunabiliyor. Ama sadece bir tavsiye görünüyor. Girdiğiniz farklı harflere göre
farklı öneriler sunan araç çoğu zaman mantıklı seçenekler sunuyor.
Klavye ile yazı yazarken metin içinde başka bir noktaya geçmek istediğiniz de
metnin üstüne tıklıyorsunuz. Açılan ufak bir baloncuk parmağınızın ucundaki
bölgeyi yakınlaştırarak imleci istediğiniz noktaya oldukça hassas şekilde
götürebilmenizi sağlıyor.
Herşeye rağmen üzerinde bastığınızda hareket eden fiziksel tuş takımlarını
özleyen kullanıcılar çıkacaktır. Dediğimiz gibi eğer uzun e-postalar yazmayı
planlıyorsanız iPhone piyasaya çıktığında hemen atlamayıp arkadaşlarınızda biraz
test yapmanız daha doğru olacaktır. Cep telefonlarını birkaç ayda değiştiren
arkadaşlarınız varsa piyasaya çıkar çıkmaz mutlaka iPhone alacaklardır.
E-posta
iPhone’un e-posta aracı ile Yahoo Mail, Gmail, Mac Mail ve AOL Mail ayarları
hazır olarak geliyor. Ayrıca POP3, IMAP veya Exchange hesaplarınızı da iPhone
ile kullanabilirsiniz.
Hesaplarınızı ayarlarken adres defterinizi (Mac OS X, Outlook, Outlook Express,
Windows Mail ya da Yahoo), takvim girdilerini (iCal, Outlook ya da Outlook
Express), posta ayarlarınızı (Mac Mail, Outlook ya da Outlook Express) ve web
tarayıcısı yer imlerini (IE ya da Safari) otomatik olarak iPhone’a
aktarabilirsiniz.
iPhone’un e-posta uygulaması olan Mail tıpkı diğer programlar gibi güzel bir
ikona ve iyi tasarlanmış bir arayüze sahip. Bunda iPhone’nun geniş ekranının
katkısını da unutmamak gerek tabi. Apple kullanıcıların her e-posta hesabı için
ayrı ayrı gelen kutuları oluşturduğundan birden fazla hesabınız varsa aralarında
sıkça dolaşmanız gerekebilir ama bu işlem gayet basit ve hızlı şekilde
halledilebiliyor.
iPhone mesaj eklentilerinde gelen resimleri otomatik olarak gösterebiliyor. Ama
resim boyutları biraz büyükse bekleme sorunları yaşayabilirsiniz. Büyük resim
dosyaları indirildikten sonra da otomatik olarak gösterilmiyor, bunun yerine bir
link yardımıyla resimleri açabilirsiniz.
Wi-Fi ve EDGE
Kablosuz ağınızı iPhone’a tanıtmak gayet hızlı ve kolay bir işlem. Ancak WEP ya
da WPA güvenlik şifrelerini girebilmek için sanal klavyede tam doğru tuşlara
basmalısınız. Birkaç deneme yapmanız gerekse de şifreyi bir kez girdikten sonra
iPhone otomatik olarak her seferinde kablosuz ağınıza bağlanacaktır.
Wi-Fi ile 2mbps gibi gayet yüksek hızlarda modemle bağlantı kurabilseniz de EDGE
ile bu hızlar tabi ki hayal. Amerika’daki denemelerde EDGE ile 80-90 kbps
civarında hızlara ulaşılabilmiş. Bu da web’de gezinme için makul sayılabilecek
bir hız, tabi sayfaların şimşek hızında açılmasına ihtiyacınız yoksa.
Apple’ın iPhone konusunda en çok eleştirilen kararlarının başında gelen 3G
eksikliği birçok kullanıcının da şikayetleri arasında. Apple bu kararı verirken
acaba bizim gibi bir türlü 3G lisansını verememiş ülkeleri mi düşündü bilinmez
ama (başka ülke kaldı mı!?) 3G bağlantısı iPhone’un ikinci nesline saklanmış
gibi görünüyor.
Cepten İnternet
Steve Jobs iPhone’nun cep telefonlarına basit menülerden oluşan kırpılmış web
sayfaları yerine “gerçek interneti” getireceğini iddia etmişti. Eğer bu sözle
kastettiği iPhone’un tarayıcısı Safari’nin masaüstü bilgisayardaki versiyonu
gibi tam teşekküllü olacağı ise iPhone bu konuda vaat edildiği kadar başarılı
değil. Ancak gene de şimdiye kadar cep telefonlarında sunulandan çok daha fazla
“web’de sörf” imkanı sunduğu bir gerçek.
iPhone’un geniş ekranı ve Safari tarayıcısı sayesinde Web sayalarını neredeyse
normal şekilde görüntüleyebilmek mümkün. Tabi tüm sayfayı iPhone ekranına
sıkıştırdığınızda yazıları okumak neredeyse imkansız. Ekrana tıkladığınız zaman
görüntü bu noktaya yaklaşarak yazıları okunabilir seviyeye getiriyor. Daha sonra
parmağınızla görüntüyü kaydırarak sayfanın istediğiniz bölümüne gidebilirsiniz.
İlk duyduğunuzda kulağa pek pratik gelmese de iPhone’u elinize aldığınızda bu
yöntemin gayet kullanışlı olduğunu fark edeceksiniz.
Eğer cep telefonundan internete son haberleri takip etmek ya da e-posta okumak
için giriyorsanız Safari sizi çok memnun edecek. Sayfa görüntüleme hızları Wi-Fi
ile çok daha yüksek olsa da EDGE ile de fena sayılmayacak hızlara
erişebilirsiniz.
iPhone Web 2.0 fırtınasının hızına yetişemiyor. iGoogle ve Flickr gibi bazı Web
2.0 siteler iPhone’nun tarayıcısı Safari ile çalışsa da diğer birçok Web 2.0
siteleri için sonuç pek parlak değil. Ayrıca Safari Flash, Java, Windows Media
ve ya Real formatındaki etkileşimli içeriğe sahip sayfaları da desteklemiyor.
iPhone üzerinde çalıştırabileceğiniz tek online medya içeriği Apple’ın kendi
QuickTime formatındaki klipler.
O Bir Video iPod
Ama diğer iPod’lardan farklı bir iPod. Apple iPhone’nun müzik çaları için
tamamen yeni bir arayüz geliştirdi, bu sayede dokunmatik ekran üzerinde daha
rahat kontrol imkanı sunabiliyor.
iPhone’u bilgisayarınızdaki iTunes kütüphanesi ile eşleştirme diğer iPod’lardan
biraz daha uzun sürüyor. 2.2 GB’lık müzik ve videonun aktarımı saniyede 3MB’ın
biraz üzerinde bir hızla yaklaşık 11 dakikada gerçekleşti.
Albümler arasında dolaşmak oldukça eğlenceli. iPod uygulaması açıkken iPhone’u
yatay konuma getirdiğinizde iTunes 7’de ilk kez görücüye çıkan Cover Flow
görünümüne geçiyorsunuz. Tabi albüm resimlerinizde eksikler varsa bu görüntü o
kadar da etkileyici olmayabilir. Cover Flow görünümünde herhangi bir performans
sıkıntısı yaşamadık.
iPhone dik konumdayken ekranın alt kısmında çalma ve ses kontrollerine
ulaşabiliyorsunuz. Ekrana bir kez tıklayarak ilerleme çubuğunu ortaya
çıkarabilirsiniz. Parçanın istediğiniz bölümüne buradan ulaşabilirsiniz ancak bu
işlem iPod’lardakinden biraz daha zor. iPod’lardaki ivme sensörlü scroll-wheel
sayesinde kolayca istediğiniz bölüme ulaşabiliyordunuz oysa iPhone’da özellikle
de konser kayıtları ya da podcast gibi uzun parçalarda doğru bölümü bulabilmek
için ekrana oldukça hassas dokunuşlar yapmalısınız.
Genelde cep telefonlarının hoparlörlerinden ya da kutudan çıkan kulaklıklardan
fazla performans beklememek gerekir. iPhone’un hoparlörleri de konuşma ağırlıklı
podcast gibi parçalarda fena sayılmayacak bir başarı gösteriyor ancak müzik
dinlemek için kullanılacağını pek zannetmiyoruz. Kulaklıklar ise iPod’larda
kullanılan eski beyaz kulaklıklarla aynı.
iPhone’nun ses kalitesi genel olarak piyasadaki yeni nesil iPod Nano’lar ile
paralel seviyede. Piyasadaki diğer flash tabanlı mp3 çalarlar ile
karşılaştırıldığında iPhone başarılı bir performans çiziyor.
4 GB iPhone ile yaptığımız testlerde Nano ile benzerliği destekleyen sonuçlar
elde ettik. iPhone maksimum ses testinde Creative Zen V Plus’ın hemen arkasında
iPod Nano ile eşdeğer bir performans gösterdi. Ancak ses kalitesinde 80 GB iPod
ile arasında belirgin bir fark var. Ancak flash tabanlı bir müzik çalar olarak
iPhone gayet başarılı bir cihaz. iPhone’nun bir müzik çalar olarak en önemli
problemi standart bir kulaklık girişi kullanmasına rağmen 3 aşamalı bağlantı
sebebiyle piyasadaki birçok kulaklıkla uyumsuz olması.
Bir video oynatıcı olarak iPhone 480x320 piksellik ekranı ile gerçekten muhteşem
bir cihaz. iPod’larda izlediğiniz videolarınızı iPhone’a aktardığınızda aslında
ne kadar düşük çözünürlüklü olduklarını anlıyorsunuz. iPod’a göre çok daha büyük
bir ekran sunan iPhone’da film izlemek de ayrı bir keyif, ancak bu tip büyük
boyutlu dosyalarda sorun yaşayabilirsiniz. Ortalama 1.35GB yer kaplayan film
dosyaları 8GB’lık modelde bile depolama alanı konusunda sorun yaratabilir. Video
oynatırken pil süresinin nasıl etkilendiği konusunda henüz ayrıntılı testler
gerçekleştiremedik.
Video izlerken ekrana tıkladığınızda kontrol simgeleri görünür hale geliyor. Sağ
üst köşedeki simgeye tıklayarak görüntüye yakınlaşarak geniş ekran filmlerde
görünen üst ve alttaki siyah şeritlerden kurtulabilirsiniz.
Diğer Özellikler
iPhone ile birlikte daha birçok uygulama da geliyor. Bunlardan öne çıkan birkaç
tanesinin artılarını eksilerini inceledik.
SMS mesajları ana ekranda e-posta gibi görünüyor. Ne yazık ki iPhone resimli
mesajları desteklemiyor. Resim göndermek için mutlaka e-posta servisini
kullanmalısınız.
Sarı bir post-it şeklindeki Notes aracı sanal klavye yardımıyla kısa notlar alıp
bunları kaydetmenizi ya da e-posta olarak arkadaşlarınıza göndermenizi sağlıyor.
E-posta ile gönderdiğinizde arkadaşlarınız mesajın nerden geldiğini kolayca
anlayacaklardır çünkü iPhone mesajın sonuna “sent from my iPhone” etiketini
eklemeyi ihmal etmiyor.
Google Maps, Yahoo hava tahmini ve YouTube özel iPhone uygulamaları olarak
yerlerini alıyorlar. YouTube videolarından henüz sadece 10,000 tanesi iPhone
ekranına uygun şekle dönüştürülmüş ancak yılsonuna kadar tüm arşivin iPhone
uyumlu hale geleceği belirtiliyor. Kısacası iPhone Türkiye’ye geldiğinde YouTube
tam kadro hazır olacak
iPhone kaliteli ekranı ve son teknolojiye sahip donanımı ile hayal
edebileceğinizin de ötesine geçiyor. Ama eksileri de yok değil!
Merakla, heyecanla, hayranlıkla beklenen iPhone sonunda Amerika’da piyasaya
çıktı. İşte Amerika’dan taze gelen iPhone incelemeleri.
İsterseniz değişiklik yapıp sonucu baştan söyleyelim. Bir iPhone’u elinize
aldığınızda cihazı sevmek için binbir neden bulabilirsiniz. Mesela yeni multi-touch
ekranı gerçekten çok zekice tasarlanmış ve kullanımı oldukça eğlenceli bir
özellik. Üstelik parlak renkler ve yüksek çözünürlük sunan ekran çok güzel
görünüyor. iPhone harika bir taşınabilir video ve müzik oynatıcı, kaliteli bir
kamera ve yepyeni bir internet cihazını bir araya getiriyor. Web tarayıcısı
normal bilgisayarlardaki kadar kapsamlı değilse de cep telefonu için gayet
yeterli. Unutmadan, iPhone’nun gayet başarılı bir cep telefonu olduğunu da
ekleyelim.
Ancak iPhone’un bazı eksikleri de yok değil. Bazıları cihaz ocak ayında
açıklandığından bu yana biliniyordu. 3G bağlantısı ve ofis uygulamaları olmaması
bunlara örnek gösterilebilir. iPhone kullanıcıların eline geçtikten sonra ortaya
çıkan problemler arasında ise sürekli kullanımda cihazın ısınması ve dokunmatik
ekranın kolay kirlenmesi gösterilebilir.
Dokunmatik ekrandaki yazılımsal klavye konusunda halen bazı şüpheler mevcut.
Genel olarak otomatik metin girişi başarılı tahminler yapsa da donanımsal bir
klavye kadar rahat metin girişi yapılamıyor. Uzun e-postalar yazacaksanız bu
klavyeden pek hoşlanmayabilirsiniz.
iPhone’un dayanıklılığı gayet etkileyici. Anahtar gibi metal cisimlerle
iPhone’un ekranını çizmeye çalıştığımızda veya halı ve beton yüzeyde
düşürdüğümüzde bile sadece betonun etkisiyle metal çerçevede ufak çizikler
oluştu o kadar. iPhone pahalı bir cep telefonu ve bazı ciddi eksikleri de
mevcut. Ülkemize gelmesine yaklaşık bir yıl olsa da Amerikalı kullanıcılar yeni
versiyonu beklemeye şimdiden başladılar. Ancak bir gerçek var ki iPhone’un şık
görüntüsünü ve etkileyici efektlerini bir kez gördükten sonra kredi kartı
limitlerini zorlamamak için kendinizi tutmanız bir hayli zor olacak.
iPhone tıpkı iPod’lar gibi bilgisayara iTunes aracılığı ile sorunsuzca
bağlanabiliyor. iPhone’u kullanabilmek için iTunes’un en son 7.3 sürümü
gerekiyor.
Telefonun Kullanımı
iPhone bildiğiniz elektronik cihazlardan bariz şekilde farklı bir alet. Bir kere
üzerinde doğru dürüst tuş yok. Ön yüzeydeki tek tuş ekranın altında bulunan ve
herhangi bir pencereden “masaüstüne” dönmenizi sağlayan “Home(Ev)” tuşu. Metal
çerçevenin kenarlarındaki tuşlar ise sırasıyla üstte bulunan açma-kapama tuşu
ile sol taraftaki ses açma kapama ve seviye tuşlarından ibaret.
iPhone menülerinde dolaşırken en çok yapacağınız hareketler parmağınızı ekran
üzerinde kaydırma ve tıklama olacak. Öncelikle deyim yerindeyse “ekran kilidini”
açmak için parmağınızı soldan sağa doğru kaydırıp ana ekrana ulaşıyorsunuz. Daha
sonra da adres defteri ya da müzik albüm listelerinde yukarı aşağı gezinmek için
gene parmağınızı hızlıca kaydırmanız yeterli. iPhone’nun multi-touch ekranı bu
işlemleri oldukça hızlı ve hassas şekilde gerçekleştirebilmenize izin veriyor.
Multi-touch dediğimiz meseleye gelecek olursak, bu yeni teknoloji sayesinde
dokunmatik yüzey birden fazla “dokunmaya” aynı anda tepki verebiliyor. iPhone’da
en çok kullanıldığı bölüm fotoğrafların yakınlaştırılmasında görülüyor. İki
parmağınızı ekrana değdirip birbirlerinden uzaklaştırdığınızda fotoğraf
parmaklarınız hareketiyle orantılı olarak yakınlaşıyor. Gerçekten çok hoş ve
gelişime çok açık bir özellik.
Menü Düzeni
iPhone’un ana menüsünde oldukça şık görünen uygulama simgeleri ve alt bölümde de
telefonunun farklı işlevlerini gösteren Telefon, E-posta, Safari web tarayıcı ve
iPod butonları bulunuyor. Adres defteri sık kullanacağınız uygulamaların başında
geliyor. Adres defterinde yeni bir kişi kartı oluştururken istediğiniz ekstra
bilgileri de “add a field” seçeneğini kullanarak ekleyebilirsiniz. Ama işiniz
bittikten sonra ekranın üst kısmındaki “Save” butonuna tıklamalısınız yoksa
telefon sizi uyarmadan yaptığınız değişiklikleri kaydetmeden uygulamayı
kapatabiliyor.
Sayabileceğimiz diğer eksiklerden biri de kalan pil göstergesi. Ekranın
tepesinde ufak bir pil simgesi olsa da ne kadar şarj kaldığını yüzde (ya da daha
güzeli zaman) olarak gösteren bir gösterge bulunmuyor. Can sıkıcı sayılabilecek
bir diğer özellik de iPhone’un telefon simgesine tıkladığınızda karşınıza adres
defterinin çıkması. Eğer kayıtlı olmayan bir numarayı aramak istiyorsanız bir
kez daha tıklayarak numara tuşlarına ulaşmalısınız. Yabancı numaralarla işiniz
yoksa çok da önemli değil.
iPhone’un menüleri ve uygulamaları telefonun pozisyonuna göre şekil
alabiliyorlar. Cihazın açı sensörü sayesinde iPhone yatay ya da dikey durduğunu
anlayarak menüleri uygun şekle getirebiliyor.
Arama Kalitesi
Dokunmatik ekranlı bir telefonla numara çevirmek iPhone’da pek problem olmasa da
fiziksel tuşları olan telefonlarda gördüğümüz gözleri kapalı tek elle şimşek
hızında arama yapan cambazların iPhone için biraz çalışmaları gerek. Dokunmatik
ekranlarda tuşlardan geri bildirim olmaması işleri biraz zorlaştırıyor.
Telefonun, aramalardaki ses kalitesi başarılı. Arada sırada duyulabilen
parazitler olsa da önemli seviyede değil.
iPhone’un bütünleşik sensörlerinden biri de telefonu kulağınıza götürdüğünüzü
algılayarak ekranı karartıp hatalı dokunmaların önüne geçiyor. Bir diğer güzel
özellik de Visual Voicemail denen görsel mesaj servisi. Bu özellik sayesinde
telefonunuz kapalıyken ya da size ulaşılamayan diğer durumlarda telesektere
gelen mesajların listesini görebiliyor ve istediğiniz mesajı
dinleyebiliyorsunuz. Arayan kişi adres defterinde kayıtlıysa direk olarak
listede ismi görünüyor. Böylece sizin için önemli olan mesajları diğerleriyle
vakit kaybetmeden hemen dinleyebilirsiniz.
Harici hoparlör ne yazık ki yeterli değil. Bu özelliği kullanarak yaptığımız
görüşmelerde en yüksek ses seviyesinde bile karşı tarafı duymak özellikle
gürültülü ortamlarda biraz zor.
Kamera
Türk tüketicisinin cep telefonlarında en çok dikkat ettiği özelliklerin başında
gelen kamera iPhone’da da bulunuyor ancak piyasadaki rakiplerinden biraz daha
zayıf yeteneklere sahip. 2 megapiksel çözünürlük sunan kamera herhangi bir efekt
ya da zoom ayarı içermiyor. Perde hızı eşdeğer dijital makinelerden hatta daha
yüksek kameralı cep telefonlarından bile biraz daha uzun. Denemelerimizde 258 MB
-392 JPEG dosyası- fotoğrafı aktarmak yalnızca 5 dk. sürdü.
Çektiğiniz fotoğrafları incelemek istediğinizde parlak geniş ekrana bir kez daha
hayran oluyorsunuz. Resimler çok güzel görünüyor. Renkler gerçekleriyle
neredeyse birebir aynı ve resimlerin ekrana uyması için kesilmesi gibi bir
sorunla karşılaşmadık. Elde ettiğimiz resimler genelde gayet keskin ve parlaktı.
iPhone kamerası Türk kullanıcıları memnun edecek gibi görünüyor.
Dokunmatik Klavye ve Otomatik Metin
iPhone’un ilk başta en korkulan özelliği üzerinde gerçek bir tuş takımının
bulunmamasıydı. Blackberry gibi bazı smartphone’lar neredeyse tam takım klavye
sunarken iPhone tüm bu tuşların işlevini dokunmatik ekranı üzerinde
gerçekleştirme iddiasında. Steve Jobs bu özelliğin aslında bir avantaj olduğunu
ve ilerde koymak istediğiniz yeni bir tuş olduğunda iPhone’da bunu yazılımsal
olarak kolayca gerçekleştirebileceğinizi belirtiyordu, oysa fiziksel tuşlara
sahip modellerde böyle bir şansınız yok.
Denemelerimizde iPhone’nun sanal tuş takımının korkulduğu kadar kötü olmadığını
gördük. Hatalı girilen harfleri iPhone zekice doğruları ile değiştirebiliyor.
Otomatik metin aracı yanlış yazılmış kelimeler yerine kullanıcıya tavsiye
sunabiliyor. Ama sadece bir tavsiye görünüyor. Girdiğiniz farklı harflere göre
farklı öneriler sunan araç çoğu zaman mantıklı seçenekler sunuyor.
Klavye ile yazı yazarken metin içinde başka bir noktaya geçmek istediğiniz de
metnin üstüne tıklıyorsunuz. Açılan ufak bir baloncuk parmağınızın ucundaki
bölgeyi yakınlaştırarak imleci istediğiniz noktaya oldukça hassas şekilde
götürebilmenizi sağlıyor.
Herşeye rağmen üzerinde bastığınızda hareket eden fiziksel tuş takımlarını
özleyen kullanıcılar çıkacaktır. Dediğimiz gibi eğer uzun e-postalar yazmayı
planlıyorsanız iPhone piyasaya çıktığında hemen atlamayıp arkadaşlarınızda biraz
test yapmanız daha doğru olacaktır. Cep telefonlarını birkaç ayda değiştiren
arkadaşlarınız varsa piyasaya çıkar çıkmaz mutlaka iPhone alacaklardır.
E-posta
iPhone’un e-posta aracı ile Yahoo Mail, Gmail, Mac Mail ve AOL Mail ayarları
hazır olarak geliyor. Ayrıca POP3, IMAP veya Exchange hesaplarınızı da iPhone
ile kullanabilirsiniz.
Hesaplarınızı ayarlarken adres defterinizi (Mac OS X, Outlook, Outlook Express,
Windows Mail ya da Yahoo), takvim girdilerini (iCal, Outlook ya da Outlook
Express), posta ayarlarınızı (Mac Mail, Outlook ya da Outlook Express) ve web
tarayıcısı yer imlerini (IE ya da Safari) otomatik olarak iPhone’a
aktarabilirsiniz.
iPhone’un e-posta uygulaması olan Mail tıpkı diğer programlar gibi güzel bir
ikona ve iyi tasarlanmış bir arayüze sahip. Bunda iPhone’nun geniş ekranının
katkısını da unutmamak gerek tabi. Apple kullanıcıların her e-posta hesabı için
ayrı ayrı gelen kutuları oluşturduğundan birden fazla hesabınız varsa aralarında
sıkça dolaşmanız gerekebilir ama bu işlem gayet basit ve hızlı şekilde
halledilebiliyor.
iPhone mesaj eklentilerinde gelen resimleri otomatik olarak gösterebiliyor. Ama
resim boyutları biraz büyükse bekleme sorunları yaşayabilirsiniz. Büyük resim
dosyaları indirildikten sonra da otomatik olarak gösterilmiyor, bunun yerine bir
link yardımıyla resimleri açabilirsiniz.
Wi-Fi ve EDGE
Kablosuz ağınızı iPhone’a tanıtmak gayet hızlı ve kolay bir işlem. Ancak WEP ya
da WPA güvenlik şifrelerini girebilmek için sanal klavyede tam doğru tuşlara
basmalısınız. Birkaç deneme yapmanız gerekse de şifreyi bir kez girdikten sonra
iPhone otomatik olarak her seferinde kablosuz ağınıza bağlanacaktır.
Wi-Fi ile 2mbps gibi gayet yüksek hızlarda modemle bağlantı kurabilseniz de EDGE
ile bu hızlar tabi ki hayal. Amerika’daki denemelerde EDGE ile 80-90 kbps
civarında hızlara ulaşılabilmiş. Bu da web’de gezinme için makul sayılabilecek
bir hız, tabi sayfaların şimşek hızında açılmasına ihtiyacınız yoksa.
Apple’ın iPhone konusunda en çok eleştirilen kararlarının başında gelen 3G
eksikliği birçok kullanıcının da şikayetleri arasında. Apple bu kararı verirken
acaba bizim gibi bir türlü 3G lisansını verememiş ülkeleri mi düşündü bilinmez
ama (başka ülke kaldı mı!?) 3G bağlantısı iPhone’un ikinci nesline saklanmış
gibi görünüyor.
Cepten İnternet
Steve Jobs iPhone’nun cep telefonlarına basit menülerden oluşan kırpılmış web
sayfaları yerine “gerçek interneti” getireceğini iddia etmişti. Eğer bu sözle
kastettiği iPhone’un tarayıcısı Safari’nin masaüstü bilgisayardaki versiyonu
gibi tam teşekküllü olacağı ise iPhone bu konuda vaat edildiği kadar başarılı
değil. Ancak gene de şimdiye kadar cep telefonlarında sunulandan çok daha fazla
“web’de sörf” imkanı sunduğu bir gerçek.
iPhone’un geniş ekranı ve Safari tarayıcısı sayesinde Web sayalarını neredeyse
normal şekilde görüntüleyebilmek mümkün. Tabi tüm sayfayı iPhone ekranına
sıkıştırdığınızda yazıları okumak neredeyse imkansız. Ekrana tıkladığınız zaman
görüntü bu noktaya yaklaşarak yazıları okunabilir seviyeye getiriyor. Daha sonra
parmağınızla görüntüyü kaydırarak sayfanın istediğiniz bölümüne gidebilirsiniz.
İlk duyduğunuzda kulağa pek pratik gelmese de iPhone’u elinize aldığınızda bu
yöntemin gayet kullanışlı olduğunu fark edeceksiniz.
Eğer cep telefonundan internete son haberleri takip etmek ya da e-posta okumak
için giriyorsanız Safari sizi çok memnun edecek. Sayfa görüntüleme hızları Wi-Fi
ile çok daha yüksek olsa da EDGE ile de fena sayılmayacak hızlara
erişebilirsiniz.
iPhone Web 2.0 fırtınasının hızına yetişemiyor. iGoogle ve Flickr gibi bazı Web
2.0 siteler iPhone’nun tarayıcısı Safari ile çalışsa da diğer birçok Web 2.0
siteleri için sonuç pek parlak değil. Ayrıca Safari Flash, Java, Windows Media
ve ya Real formatındaki etkileşimli içeriğe sahip sayfaları da desteklemiyor.
iPhone üzerinde çalıştırabileceğiniz tek online medya içeriği Apple’ın kendi
QuickTime formatındaki klipler.
O Bir Video iPod
Ama diğer iPod’lardan farklı bir iPod. Apple iPhone’nun müzik çaları için
tamamen yeni bir arayüz geliştirdi, bu sayede dokunmatik ekran üzerinde daha
rahat kontrol imkanı sunabiliyor.
iPhone’u bilgisayarınızdaki iTunes kütüphanesi ile eşleştirme diğer iPod’lardan
biraz daha uzun sürüyor. 2.2 GB’lık müzik ve videonun aktarımı saniyede 3MB’ın
biraz üzerinde bir hızla yaklaşık 11 dakikada gerçekleşti.
Albümler arasında dolaşmak oldukça eğlenceli. iPod uygulaması açıkken iPhone’u
yatay konuma getirdiğinizde iTunes 7’de ilk kez görücüye çıkan Cover Flow
görünümüne geçiyorsunuz. Tabi albüm resimlerinizde eksikler varsa bu görüntü o
kadar da etkileyici olmayabilir. Cover Flow görünümünde herhangi bir performans
sıkıntısı yaşamadık.
iPhone dik konumdayken ekranın alt kısmında çalma ve ses kontrollerine
ulaşabiliyorsunuz. Ekrana bir kez tıklayarak ilerleme çubuğunu ortaya
çıkarabilirsiniz. Parçanın istediğiniz bölümüne buradan ulaşabilirsiniz ancak bu
işlem iPod’lardakinden biraz daha zor. iPod’lardaki ivme sensörlü scroll-wheel
sayesinde kolayca istediğiniz bölüme ulaşabiliyordunuz oysa iPhone’da özellikle
de konser kayıtları ya da podcast gibi uzun parçalarda doğru bölümü bulabilmek
için ekrana oldukça hassas dokunuşlar yapmalısınız.
Genelde cep telefonlarının hoparlörlerinden ya da kutudan çıkan kulaklıklardan
fazla performans beklememek gerekir. iPhone’un hoparlörleri de konuşma ağırlıklı
podcast gibi parçalarda fena sayılmayacak bir başarı gösteriyor ancak müzik
dinlemek için kullanılacağını pek zannetmiyoruz. Kulaklıklar ise iPod’larda
kullanılan eski beyaz kulaklıklarla aynı.
iPhone’nun ses kalitesi genel olarak piyasadaki yeni nesil iPod Nano’lar ile
paralel seviyede. Piyasadaki diğer flash tabanlı mp3 çalarlar ile
karşılaştırıldığında iPhone başarılı bir performans çiziyor.
4 GB iPhone ile yaptığımız testlerde Nano ile benzerliği destekleyen sonuçlar
elde ettik. iPhone maksimum ses testinde Creative Zen V Plus’ın hemen arkasında
iPod Nano ile eşdeğer bir performans gösterdi. Ancak ses kalitesinde 80 GB iPod
ile arasında belirgin bir fark var. Ancak flash tabanlı bir müzik çalar olarak
iPhone gayet başarılı bir cihaz. iPhone’nun bir müzik çalar olarak en önemli
problemi standart bir kulaklık girişi kullanmasına rağmen 3 aşamalı bağlantı
sebebiyle piyasadaki birçok kulaklıkla uyumsuz olması.
Bir video oynatıcı olarak iPhone 480x320 piksellik ekranı ile gerçekten muhteşem
bir cihaz. iPod’larda izlediğiniz videolarınızı iPhone’a aktardığınızda aslında
ne kadar düşük çözünürlüklü olduklarını anlıyorsunuz. iPod’a göre çok daha büyük
bir ekran sunan iPhone’da film izlemek de ayrı bir keyif, ancak bu tip büyük
boyutlu dosyalarda sorun yaşayabilirsiniz. Ortalama 1.35GB yer kaplayan film
dosyaları 8GB’lık modelde bile depolama alanı konusunda sorun yaratabilir. Video
oynatırken pil süresinin nasıl etkilendiği konusunda henüz ayrıntılı testler
gerçekleştiremedik.
Video izlerken ekrana tıkladığınızda kontrol simgeleri görünür hale geliyor. Sağ
üst köşedeki simgeye tıklayarak görüntüye yakınlaşarak geniş ekran filmlerde
görünen üst ve alttaki siyah şeritlerden kurtulabilirsiniz.
Diğer Özellikler
iPhone ile birlikte daha birçok uygulama da geliyor. Bunlardan öne çıkan birkaç
tanesinin artılarını eksilerini inceledik.
SMS mesajları ana ekranda e-posta gibi görünüyor. Ne yazık ki iPhone resimli
mesajları desteklemiyor. Resim göndermek için mutlaka e-posta servisini
kullanmalısınız.
Sarı bir post-it şeklindeki Notes aracı sanal klavye yardımıyla kısa notlar alıp
bunları kaydetmenizi ya da e-posta olarak arkadaşlarınıza göndermenizi sağlıyor.
E-posta ile gönderdiğinizde arkadaşlarınız mesajın nerden geldiğini kolayca
anlayacaklardır çünkü iPhone mesajın sonuna “sent from my iPhone” etiketini
eklemeyi ihmal etmiyor.
Google Maps, Yahoo hava tahmini ve YouTube özel iPhone uygulamaları olarak
yerlerini alıyorlar. YouTube videolarından henüz sadece 10,000 tanesi iPhone
ekranına uygun şekle dönüştürülmüş ancak yılsonuna kadar tüm arşivin iPhone
uyumlu hale geleceği belirtiliyor. Kısacası iPhone Türkiye’ye geldiğinde YouTube
tam kadro hazır olacak
Geçmişin Sesi- Moderatör
-
32
Geri: iphone inceleme
Çakma al . Arkadaşlarına gerçek diye kakalaTraquteR demiş ki:eline sağlık of bi tane bende olsaaa
Artemis- Editör
-
1209
Hesabı
Kredi: 35.000
►Farkımız Farklılığımız - Halsiz Forum :: ♫ Cep Telefonu | Operatör | Mesaj ♫ :: ►Telefon Tanıtımları :: ►İ-Phone
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz