Photoshop Efsanesi [Tarihi]
4 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
Photoshop Efsanesi [Tarihi]
Bundan
oniki yıl önce, Şubat 1990’da Adobe firması, Photoshop 1.0’ı piyasaya
sürmüştü. Dönüp şöyle geriye baktığımızda 1990 dün gibi geliyor. Ancak
Photoshop’un günümüzde geldiği noktaya bakınca geçen zamanın hayatımızda
ne gibi farklar yarattığını, ne çok yenilikler katmış olduğunu
görebiliyoruz. Dosyamızda, dünya standardı olarak grafik tasarımın yakın
tarihine damgasını vuran Photoshop’un, 1.0 sürümünden bu yana süregelen
yeniliklerinin yanı sıra, yazılımın geçirdiği ****morfozun heyecan
verici serüvenini bulacaksınız. Üstelik dosyamızın sonunda Adobe’nin
henüz duyurduğu Photoshop 7.0 sürümünün yeniliklerini de bulabilirsiniz.
Hikayemiz
1978 yılında başlıyor. O zamanlar Amerika’nın Michigan eyaletindeki Ann
Arbor isimli bir şehirde akademisyen olan Glenn Knoll, evinin
bodrumunda karanlık odası bulunan teknoloji düşkünü bir fotoğraf
uzmanıdır. Kişisel bilgisayarların yeni yeni evlere girmeye başladığı bu
dönemde kendine bir Apple II Plus alan Glenn Knoll’un John ve Thomas
isimli iki oğlu da, her akşam eve araştırma projeleriyle gelen
babalarının bu ilgisinden de hız alarak karanlık oda ve Apple II’nin
müdavimleri haline geldiler. Thomas o zamanlardan "Fotoğrafçılık lise
yıllarımda hobimdi. Babamın karanlık odasında renkli ve siyah-beyaz
baskı yapmayı, renkleri ve kontrastı ayarlamayı öğrendim." diye
bahsediyor.
Thomas karanlık odada fotoğrafçılık konusunda
uzmanlaşırken John’un ilgisi başka bir noktaya yönelmişti: Apple II
Plus. John, ilgisini fazlasıyla çeken bu makine hakkında bakın ne diyor:
"İlk kez gerçek bir bilgisayarın başına oturup kullanmam 1978 yılında
oldu. O zamanlar 16 yaşındaydım ve kullandığım bilgisayar babamın eve
aldığı 64KB RAM’i olan Apple II Plus’tı."
Sonraki yıllarda da
Mac’lerle fazlasıyla haşır neşir olacak olan John, aklından çıkmadığını
söylediği bir anısından bahsederken "1984 yılında Time dergisinde
Macintosh hakkında bir yazı okumuştum ve resmen çarpılmıştım." diyor ve
ekliyor: "Zaten o olaydan birkaç ay sonra, piyasaya yeni çıkmış olan
Macintosh’lardan bir tane satın aldım."
Karanlık odada elle
yapılan işleri daha çok seven Thomas bile bilgisayarlara ve
programcılığa ilgi duymaya başladı ve 1987’de kendine bir Macintosh Plus
satın aldı. Thomas "dijital imajların işlenmesi" konulu doktora tezini
Mac’iyle hazırlamaya başladı. Ancak bu aşamada büyük bir hayal
kırıklığıyla karşı karşıya kaldı, çünkü Mac, Thomas’ın kullandığı
imajlarda gri skala seviyelerini görüntüleyemiyordu. Sorunu çözebilmek
için Thomas, gri skala efekti simule eden bir alt rutin programlamaya
koyuldu.
Bir Grafik İşleme Yazılımı Doğuyor
Thomas’ın tezi
dolayısıyla daha fazla alt rutin programlaması gerekti ve farklı işlere
yarayan pek çok imaj işleme programcığı ortaya çıktı. Bu progr*****lar,
o sırada California’da Industrial Light and Magic (ILM) firmasında
çalışan John’un Ann Arbor’a yaptığı bir ziyaret sırasında dikkatini
çeker. John bu konuyla ilgili olarak "Thomas’ın yaptığı iş, dijitize
edilmiş bir görüntü içinde, önceden tanımlanmış bir objeyi tanıyabilmeye
dayanıyordu. Bu tip bir işin temelinde imaj işleme yatıyordu ve Tom bir
çok imaj işleme programcığı yazmıştı." John, Thomas’ın çalışmalarını,
kendi çalıştığı firmada gördüğü Pixar isimli bir bilgisayarın imaj
işleme araçlarına çok benzetir. Pixar’da kullanılan Unix C shell komut
satırına benzer bir yapıda olan progr*****ları Thomas bir araya getirip
‘Display’ isimli bir uygulama programı yaratır ve iki kardeş
California’daki ILM’nin yolunu tutarlar.
Display gayet güzel
çalışıyordu ancak John’un Display’le ilgili planları bu kadar değildi:
"Daha fazlasını istiyordum. Örneğin Display imajları değişik formatlarda
kaydedebilse ve ben başka yazılımlarda bunları basabilsem nasıl
olurdu", gibi... "ILM’nin grafik departmanından birkaç imaj getirdim ve
ekranımda çok karanlık görünüyorlardı, birden gamma düzeltme araçlarına
ihtiyaç duyuyor olduğuma karar verdim."
John’un ricaları,
Thomas’ın ilgisini tezi üzerine yoğunlaştırmasına engel olmaya
başladıysa da, kişisel bilgisayar üzerinde imaj düzenleme yapabilme
fikri aklını çelmeye başlamıştı.
Display’in iyileştirme süreci
bir süre daha devam etti ve uygulamanın gelişmiş sürümüne 1988 yılında
"ImagePro" adını verdiler. Bu noktada John, Thomas’a ImagePro’yu ticari
bir yazılım haline getirmelerini önermeye başlamıştı.
Üniversitenin
verdiği bursu tüketen ve üstüne üstlük eşi hamile olan Thomas, yaptığı
işi tamamlayıp bir an önce bir iş bulma derdine düşer. 1988 başlarında,
ImagePro’nun Beta sürümünü altı ay içinde tamamlamaya karar verir. Bu
süre, Silikon Vadisi’nde müşteri aramak için de iyi bir fırsat yaratır.
Photoshop, İsmine Kavuşuyor
Thomas
yazılımına isim bulmak konusunda sıkıntı çekiyordu çünkü bulduğu her
isim daha önce alınmış oluyordu. Bu sıkıntısından bahsettiği bir
arkadaşı ona Photoshop ismini önerdi ve yazılımın bundan sonra dünyaya
damgasını vuracak olan ismi keşfedilmiş oldu.
Silikon
Vadisi’ndeki birçok firma Thomas’ın teklifine ılımlı bakmıyordu. Örneğin
SuperMac firmasının geri çevirme sebebi, Photoshop’u, o dönemde popüler
olan yazılımları PixelPaint’le bütünleştiremeyeceklerini
düşünmeleriydi. Aldus firması, kendi bünyesinde zaten benzeri bir
uygulama ürettiğini belirtti. Adobe yazılıma ilgi gösterdi, ancak hemen
cevap vermemişti. Sonunda Thomas Ann Arbor’a dönüp yazılım üzerinde bir
süre daha çalışmaya karar verdi. Bu sırada John yazılımın tanıtım
demolarını firmalara göstermeye devam ediyor, Thomas’tan sıklıkla yeni
özellikler eklemesini istiyordu. Hatta programın nasıl
kullanılabileceğini anlatan küçük bir kitapçık bile hazırladı.
Sonunda
Silikon Vadisi’nde Barneyscan isimli bir firma kısa vadeli bir teklifle
geldi. Buna göre Barneyscan, slayt tarayıcıları ile birlikte yazılımı
ücretsiz olarak Barneyscan ismiyle dağıtacaktı. Photoshop sürüm
0.87’nin yaklaşık 200 adet kopyası Barneyscan tarayıcılarla dağıtıldı.
John,
Apple’a da Photoshop’u tanıtmaya gitti ve yazılım çok ilgi gördü.
Mühendisler yazılıma hayran kaldıklarını belirttiler ve John’a birkaç
kopya bırakmasını rica ettiler.
Eylül 1988, Knoll kardeşlerin
şansının döndüğü aydı. John, Adobe firmasının tasarım ekibine bir demo
sunumu gerçekleştirdi ve firma yetkilileri üründen fazlasıyla memnun
kaldılar. Özellikle Adobe’nin art direktörü Russell Brown Photoshop’tan
oldukça etkilendi. O sıralar Adobe’nin, Letraset firmasıyla ColorStudio
isimli yazılımı geliştirme konusunda anlaşması vardı ancak daha sonra
Photoshop’un daha çok ümit vaat ettiği kanısı ağır bastı ve Adobe, kısa
süre içerisinde Photoshop’un dağıtımı konusunda Knoll kardeşlerle bir
lisans sözleşmesi imzaladı. 1990 yılının Şubat ayında, 10 aylık bir
geliştirilme sürecinin ardından Photoshop 1.0 nihayet piyasaya sürüldü.
Anlaşmadaki
en önemli nokta, anlaşmanın dağıtım lisansı üzerine olmasıydı. Adobe
uzun yıllar yazılımı satın almayarak sadece dağıttı. Daha sonra
Photoshop başarılı biçimde kendini göstermeye başlayınca Adobe yazılımı
satın aldı ve ismini değiştirmedi. Thomas, Ann Arbor’da yazılımı
geliştirmeye devam ederken John da California’da plug-in’ler yazıyordu.
Plug-in’lerin de oldukça ilginç bir öyküsü var: Kimi Adobe yetkilileri
John’un yazdığı plug-in’lerin ciddi bir yazılımın ayrı bir özelliği
olarak lanse edilmesinin yakışık almayacağını, bunların yutturmaca gibi
görüneceğini iddia ettiler. Bu yüzden John, yaptığı işleri Photoshop’a
"sinsice" sokabileceği bir yol bulmak zorunda kaldı. Zaman içinde bunlar
Photoshop’un en güçlü araçları haline geldiler.
Photoshop’un ilk
sürümlerinde birçok hata vardı, hatta birçok kullanıcı 1.0.7 sürümünden
sonra Photoshop kullanmaktan vazgeçti. Yine de Photoshop’un yakaladığı
başarı takdire değerdi ve o zamanlar en büyük rakibi olan ColorStudio
yazılımından kolay kullanımı ve verimli program koduyla öne çıkıyordu.
ColorStudio’nun Photoshop’ta olmayan pek çok özelliği vardı ancak
pazarlama konusunda en önemli dezavantajı Letraset’in yazılımı "özel
kullanıcılar için özel bir uygulama" olarak konumlandırmış olmasıydı.
Bunun tersine Photoshop, Macintosh’u olan herkesin kullanabileceği bir
yazılım olarak lanse ediliyordu. Photoshop’un bir şansı da, masaüstü
yayıncılığın yeni yeni alevlenmeye başladığı döneme denk gelmesiydi.
Adobe’nin gizli silahı Russell Brown, birçok mecrada Photoshop’u
anlatıyor, demolarını sunuyor, "Photoshop diye sıkı bir yazılım var,
duydunuz mu?" cümlelerinin kulaktan kulağa yayılmasına önayak oluyordu.
Artık Photoshop bir dünya standardı haline gelmeye başlamıştı.
Yeni Sürümler, Yeni Özellikler
Photoshop’un
yeni sürümlerinin üzerinde çalışan tek kişi Thomas Knoll’du. Adobe,
yeni mühendislere ihtiyaç olduğuna karar vererek Mark Hamburg’u
kiralamaya karar verdi. Knoll gibi Michigan Üniversitesi mezunu olan
Hamburg, daha önce Full Write yazılımı için Bézier Path eğrilerini
uyarlamıştı ve Adobe, Hamburg’u 2.0 sürümü için "Path Adam" olarak
kiraladı.
Hamburg ile Photoshop 2.0’a birçok güçlü araç da
katılmış oldu. 2.0’ın belli başlı özellikleri arasında Illustrator
dosyalarını raster etme aracı, CMYK desteği, duotonlar ve path çizimleri
yapılan Pen aracını sayabiliriz. Hamburg’un getirdiği ilk ve çok önemli
yenilik ise, Photoshop’a ayrılan belleğin 2 megabayttan 4 megabayta
çıkarılması konusunda getirdiği öneri oldu. Bu sayede yazılım belirgin
şekilde hızlı ve stabil çalışmaya başladı. Photoshop 2.0, Haziran
1991’de satışa sunuldu.
Photoshop 2.0’ın CMYK desteği vermesi,
masaüstü yayıncılık dünyasının dikkatini yıldırım hızıyla bu yazılıma
yöneltmesine sebep oldu. Renk ayrımı yapabilme gibi bir devrimi
gerçekleştirebilmesi yazılımın satışlarını katlarken Photoshop’un gücüne
yeni mühendislerle güç katılıyordu.
Bu aşamada Windows
platformuna da destek verilmesi gündeme geldi ve ürün Mac ve Windows
platformlarına yönelik iki ana grubun sorumluluğuna verildi. Windows
tarafının gelişmesi, Thomas Knoll’un orijinal kodunun tekrar yazılma
süreciyle böylece başlamış oldu. Photoshop’un 2.5 sürümü hem Mac hem de
PC için geliştirilmeye başlandı. Yeni sürüme oldukça önemli yenilikler
katılmasına rağmen neden sürüm numarası olarak 3.0 değil de 2.5
verildiği ise tam olarak bilinmiyor. Yeni sürümdeki yenilikler arasında
meşhur paletli yapıyı, 16 bit dosya desteğini ve Windows sürümünün
çıkmış olmasını sayabiliriz.
Ancak Photoshop’un 2.5 sürümünde bir
bellek hatası vardı ve anında kullanıcılarından tepki almıştı.
Problemin çözümü için teknik ekip anında işe koyuldu, hatta sorunun
kaynağına inebilmek için müşteriler tek tek aranarak hangi işi yaparken
hangi noktada sorunla karşılaştıkları soruldu ve alınan cevaplar
doğrultusunda bir yol izlendi. Problem tespit edilip ortadan
kaldırılınca 2.5.1 sürümü geçerli sürüm olarak piyasaya sürüldü. Bu
sürümün en önemli özelliği, Apple’ın yeni ve hızlı çip mimarisi PowerPC
ile uyumlu çalışan ilk uygulama olmasıydı. Power PC desteği bir plug-in
ile sağlanmıştı.
Daha 2.5 sürümü tamamlanmadan çalışmaları
başlanmış olan sürüm 3.0’da Thomas Knoll’un getirdiği bir yenilik,
yazılımın tarihinde dönüm noktası oldu. Bu yeniliğin adı Layers idi ve
imajları katmanlı bir yapıda birbirinden ayrı tutarak çalışabilme
esasına dayanıyordu. O zamanlar "Photohop Katili" olarak lanse edilen
Live Picture da layers desteği veriyordu ve Photoshop 3.0’ın özellikleri
arasında katman desteğinin geçiyor olması bu özelliğin Live Picture’dan
çalındığı söylentilerini doğurdu. Ancak gerçekte katman teknolojisi
Thomas Knoll’un uzun süreden beri, hatta Live Picture adını bile
duymadan önce üzerinde çalıştığı bir projeydi. Sürüm 3.0, 1994
Eylül’ünde satışa sunuldu.
Sürüm 3.0’ın en büyük gafı, beta
sürümlerdeki zaman sınırlayıcı kodun, satışa sunulan tam sürümde
unutulmuş olması oldu. Adobe, hemen 3.0.1 güncellemesini hazırladı ve
online olarak yayınladı, ayrıca ürünleri ücretsiz değiştireceğini de
açıkladı. Birçok kullanıcı problemden haberdar olduğu için bu durum
sıkıntı yaratmadan giderildi. Ancak ürünlerini değiştirmeyen ya da
güncellemeyen kullanıcılar, 1 Ocak 1995 günü, süresi bittiği için artık
yazılımlarını kullanamayacakları uyarısını aldılar. Ancak daha da beter
bir durum Japon sürümünün 1 Şubat 1995 tarihinde, yani tam bir ay sonra,
süre aşımı nedeniyle çalışmasını durdurması oldu. Anında 3.0.3
güncellemesini yayınlayan Adobe firmasından, bu olaydan sonra birçok
mühendis işinden ayrılmak durumunda kaldı.
Bu durumlar firma için
prestij sarsıcı da olsa, yazılıma duyulan ilgiyi azaltmadı. Özellikle
Layers desteği yazılımın en güçlü itici motoru olmuştu.
Photoshop’un Fetret Devri
Photoshop
3.0 çeşitli açılarda üstün bir sürüm oldu. Birçok insan yazılımın daha
nereye kadar geliştirilebileceğini merak ediyordu. Mühendis kadrosu
iyice genişlemiş, Apple, IBM gibi büyük firmalardan bile isimler tayfaya
katılmıştı. Ancak yeni sürüm geliştirme faaliyetleri yavaşlamıştı ve
teknik ekip başka projelerde yer almaya başladıklarından ilgi kaybı
başgösteriyordu. Ekibin ağır topları Thomas ve Hamburg başka projelere
kafa yorarken, Johnston ve iki mühendis Adobe’den ayrıldılar. Geliştirme
çalışmaları neredeyse durma seviyesine gelince Lamkin duruma el attı ve
Hamburg’un tavsiyelerini göz önüne alarak Photoshop’un tüm arayüzünü
elden geçirip yenileyecek bir arayüz tasarımcısı kiraladı. Tüm Adobe
yazılımlarının arayüzlerinin birbirine benzetilmesi kararı alındı. Bu
noktada Hamburg da ikna edilerek Photoshop mühendis ekibine yeniden
katıldı. Photoshop kullancılarını yeni sürümde ilginç sürprizler
bekliyordu.
Ekibe arayüz tasarımcısı olarak katılan Andrei
Herasimchuk, bazı radikal önerilerle geldi. Lemkin’in de
cesaretlendirmesiyle arayüzde ciddi değişiklikler yapıldı. Kadroda
herkes ayrı bir konuya el atmıştı ve Actions, Adjustment Layers, Grid,
Guides gibi yenilikler bir bir yazılıma adapte edilmeye başlandı. Bu
arada Hamburg, Free Transform’u geliştirdi, Thomas Knoll da ekran
önbellekleme sistemi ile yazılımın performansını arttırdı. Photoshop 4.0
olacak olan Büyük Elektrik Kedi uykusundan uyanmıştı.
Yazılımın
betası "Big Electric Cat" çıktığında pek çok beta test kullanıcısı
yeniliklerden hoşlanmadıklarını ifade ettiler. Beta testlerinin sonunda
test ekibi yeniliklere kendini adapte etmiş olsa da medya değişimleri
sıcak yansıtmadı. Birçok kullanıcı hiçbir anlamı olmadığını düşündükleri
değişimler için firmayı e-posta yağmuruna tuttular. 1996 Kasım’ında
yazılım piyasaya sunulduğunda kullanıcıların verdiği genel reaksiyon
"Photoshop’un düzenini neden bozdunuz?" oldu.
Zaman içinde
kullanıcılar yazılıma alıştıkça yapılan değişiklikler de onlar için
anlam kazanmaya başladı. Herkes yapılanın yerinde olduğunu düşünmeye
başlamıştı ve Photoshop 4.0, firmaya büyük bir finansal başarı
kazandırdı.
Photoshop 5.0 için çalışmalar, 4.0 sürümü piyasaya
çıkmadan önce başlamıştı. Bu sürümün en büyük ve en gizli özelliği, Undo
(Geri Al) işlemlerinde radikal bir devrim olacak olan History (Geçmiş)
paletiydi. Bu palet, çalışma aşamalarında istenen seviyeye geri
dönebilmeyi, belli bir noktaya bakış atıp kalınan noktadan işe devam
edebilmeyi ön gören bir özelliği kullanıcıya sunacaktı. Photoshop 5.0,
Mayıs 1998’de satışa sunuldu. Kullanıcıya getirdiği birkaç yenilik
dışında en önemli özelliği tabii ki History paleti oldu. 5.0’ın piyasaya
sürülmesinden yaklaşık bir sene sonra 5.5 sürümü geldi ve gerçekten
kayda değer bir başarı sağladı. Bu sürümde masaüstü yayıncılığın yeni
kolu olan ve tüm dünyayı etkisi altına alan Internet’e ve Web tasarımına
yönelik araçlar da vardı. 5.5 ile birlikte Image Ready 2.0 yazılımı da
ilk kez dağıtılmaya başlandı.
Photoshop, 2000 yılının sonlarında
bomba bir çıkış yaparak 6.0 sürümünü duyurdu. Metin yazımı konusunda
getirdiği yeniliklerle yazılan yazının imajın üzerinde
düzenlenebilmesine izin verirken vektör desteği sayesinde harfler her
ebatta kırıksız görülebiliyordu. Styles paleti ise imajlara anında
kabartma, gölge, dolgu, kontur gibi efektleri uygulayabilmeye olanak
veriyordu. Bunun yanı sıra yazılımın Web desteği oldukça güçlendirildi
ve Image Ready 3.0 ile birlikte satışa sunuldu. Ayrıca eklenen Liquify
(sıvılaştırma) adlı araç da piksellere, sanki imaj sıvıymış gibi
davranabilmeye ve ilginç etkiler yaratmaya olanak tanıyordu.
Yeni Bir İşletim Sistemi
Yeni Bir Photoshop
Mac
OS X için beklenen en önemli yazılımlardan birinin de Photoshop olduğu
yadsınamaz. Adobe’nin nihayet Photoshop’u karbonize ettiğini açıklaması,
OS X kullanıcılarının özlemini bitirmiş oldu.
Yeni sürümün yeni
özellikleri oldukça fazla. Adobe sonunda Photoshop’a bir File Browser
eklemiş. Böylelikle depolama birimleriniz içindeki imajların küçük bir
önizlemesini görebiliyorsunuz. Seçili imajlar hakkında EXIF (hangi
dijital kamerayla hangi pozlama değerlerinde çekildiği gibi bilgiler
içeren header) dahil pek çok bilgiye ulaşabiliyor, dosyaları "bitmiş
iş", "prova" şeklinde kategorize edebiliyorsunuz. Resimleri tek bir
tıklama ile File Browser üzerinden 90 ve 180 derece döndürebilmek mümkün
olduğu gibi dosya isimleri de buradan değiştirilebiliyor.
İmajları
elden geçirmek son sürümde bir zevk halini alıyor. Yazılıma eklenen
yeni Heal (iyileştirme) ve patch (yama) araçları, imajlarda bu güne
kadar Clone Stamp ile yapılan iyileştirme çalışmalarında büyük oranda
kolaylık sağlayabilecek araçlar. Clone Stamp’ten farklı olarak Heal
aracıyla imajın üzerindeki karanlık ve aydınlık alanlara zarar vermeden
düzenleme yapılabiliyor. Patch aracı ise seçilen bir alanı, en optimum
düzeyde dokulandırırken yine gölgelere ve ışık farkı olan alanlara
dokunmuyor.
Photoshop 7.0’da Web için de pek çok yenilik var.
Image Ready sürümü 3.0’dan 7.0’a atlamış. Görünen o ki yazılım artık
Photoshop’un ezele kadar dostu ve komplimanı olacak. ImageReady ile tek
dokunuşta bir rengi transparan hale getirip Web için
kaydedebiliyorsunuz. Envai çeşit Rollover butonlar kolaylıkla
hazırlanabilirken Dither transparanlık ile her tür imaj Web sayfasına,
artalan dokulu olsa da sorunsuzca konabiliyor. Web için kaydederken
imajın detaylarını düşürürken vektör metinlerin keskin ve vurgulu
kalmasını sağlayabiliyorsunuz.
Photoshop’un çalışma alanına
yenilikler gelmiş. Örneğin bir bilgisayarın birkaç kullanıcısı varsa bu
kişiler kendi çalışma alanlarını kendilerine göre düzenleyip
kaydedebilirler. Ya da kolaj için farklı, boyama için farklı araç
kombinasyonları hazırlayıp bunları kullanabilmek mümkün.
Özelleştirilebilir araç çubuğu ile belli araçları belli işleri yapabilir
hale getirip (örneğin her seferinde 3 x 5 oranında Crop yapabilme gibi)
bunu araç çubuğuna ekleyebiliyorsunuz. Böylece tek bir seçimle
istediğiniz biçimde Crop moduna geçebilmek mümkün.
Boyama
demişken, aynen Photoshop 6’nın Styles’da getirdiği yenilik gibi boyama
araçlarında da artık pek çok detayı belirleyip fırçanızı buna göre
ayarlayabiliyorsunuz. Fırçanın şekli, basıncı, ne tip bir fırça olduğu,
nasıl davranması gerektiği hakkında değiştirebileceğiniz onlarca
parametre var.
Renk düzeltme konusunda her zaman üstün özellikler
sunan Photoshop, son sürümde otomatik levels ve kontrasttan sonra şimdi
de otomatik renk düzeltme yeniliğini getirmiş. Böylelikle imajın hem
ışık dengesi, hem de renk dengesi iki hamlede oldukça tatminkâr
boyutlara çıkarılabiliyor.
Ağır toplardan biri de var olan bir
imajın içindeki küçük bir alandan oldukça başarılı ve büyük artalan
desenleri üretebilmek. Bu, özellikle yapılan tekli çekimleri konuyla
ilgili artalanlara yerleştirmek isteyenler için kolaylaştırıcı bir
özellik.
Liquify aracı eskisine oranla pek çok yenilikle
donatılmış. Artık diğer katmanları görüp bunların üzerinden çalışarak
daha tutarlı değişimler yapabilmek mümkün.
Adobe’nin geliştirip
"taşınabilir dosya formatı" adını verdiği ve Internet, Intranet gibi
ortamlarda paylaşılarak yürütülen işlerde kullanılmak üzere optimize
ettiği (yüksek kalite ve küçük dosya boyutu) PDF dosya formatına
Photoshop 7.0’ın verdiği destek de yabana atılır gibi değil. Örneğin
doküman güvenliği konusunda, Photoshop içinden kaydedilen PDF’lere şifre
koyabilme olanağını var. Özellikle tasarımların güvenli olmayan
ortamlarda paylaşıldığı durumlarda dokümanın küçük bir ön izlemesinin
bile gizliliği çok önem kazanıyor.
Metin katmanları için çeşitli
dillerde yazım denetimi yapabilen Photoshop 7.0, büyük ihtimalle CE
(yerelleştirilmiş) sürümünde Türkçe yazım denetimi de yapabilecek. Belki
bu özelliğin çok da önemli olmadığı düşünülebilir. Ancak özellikle ilan
ve broşür gibi büyük kitlelere ulaşan ve hata kabul etmeyecek yapıda
olan tasarımlarda yapılan yazım hatalarını en aza indirecek olması da
önemli bir avantaj olarak kabul edilebilir.
Önceki sürümde de var
olan ve kağıdı en verimli şekilde kullanabilmeye olanak veren Picture
Package (resim paketi) daha verimli çalışıyor ve daha çok seçenek
sunuyor. 6.0 sürümünde bulunmayan en önemli özelliklerden biri, resim
paketini hazırlamadan önce bir önizleme yapabiliyor olmanız.
Son Söz
12
yıllık tarihinde Photoshop, binlerce tasarımcının ve yayıncının her
zaman elinin altında tuttuğu belki en önemli programlardan biri oldu.
Üstelik proje sürümlerinden son sürümüne kadar Macintosh’larla hep dost
olmuş bir yazılım olan Photoshop’un, asla bitmemiş bir doktora tezinin
hazırlanma aşamasında ortaya çıkmış olması da ilginç.
Yeri
gelmişken belirtelim: Thomas Knoll, proje geliştirmenin her aşamasına
katıldı ve tezini hiçbir zaman bitiremedi. John, ILM’deki kariyerine
görsel efektler süpervizörü olarak devam etti ve Mission Impossible,
Star Wars Episode I gibi pek çok önemli projede görev aldı. Babaları
Glenn Knoll ise hâlâ Michigan Üniversitesi’nde Mühendislik bölümünde
profesör olarak çalışıyor, fakat evinde artık Powerbook kullanıyor ve
evinin bodrumundaki karanlık odanın yerinde, tahmin edebileceğiniz gibi,
artık Photoshop var.
Teşekkürler
Alıntıdır
oniki yıl önce, Şubat 1990’da Adobe firması, Photoshop 1.0’ı piyasaya
sürmüştü. Dönüp şöyle geriye baktığımızda 1990 dün gibi geliyor. Ancak
Photoshop’un günümüzde geldiği noktaya bakınca geçen zamanın hayatımızda
ne gibi farklar yarattığını, ne çok yenilikler katmış olduğunu
görebiliyoruz. Dosyamızda, dünya standardı olarak grafik tasarımın yakın
tarihine damgasını vuran Photoshop’un, 1.0 sürümünden bu yana süregelen
yeniliklerinin yanı sıra, yazılımın geçirdiği ****morfozun heyecan
verici serüvenini bulacaksınız. Üstelik dosyamızın sonunda Adobe’nin
henüz duyurduğu Photoshop 7.0 sürümünün yeniliklerini de bulabilirsiniz.
Hikayemiz
1978 yılında başlıyor. O zamanlar Amerika’nın Michigan eyaletindeki Ann
Arbor isimli bir şehirde akademisyen olan Glenn Knoll, evinin
bodrumunda karanlık odası bulunan teknoloji düşkünü bir fotoğraf
uzmanıdır. Kişisel bilgisayarların yeni yeni evlere girmeye başladığı bu
dönemde kendine bir Apple II Plus alan Glenn Knoll’un John ve Thomas
isimli iki oğlu da, her akşam eve araştırma projeleriyle gelen
babalarının bu ilgisinden de hız alarak karanlık oda ve Apple II’nin
müdavimleri haline geldiler. Thomas o zamanlardan "Fotoğrafçılık lise
yıllarımda hobimdi. Babamın karanlık odasında renkli ve siyah-beyaz
baskı yapmayı, renkleri ve kontrastı ayarlamayı öğrendim." diye
bahsediyor.
Thomas karanlık odada fotoğrafçılık konusunda
uzmanlaşırken John’un ilgisi başka bir noktaya yönelmişti: Apple II
Plus. John, ilgisini fazlasıyla çeken bu makine hakkında bakın ne diyor:
"İlk kez gerçek bir bilgisayarın başına oturup kullanmam 1978 yılında
oldu. O zamanlar 16 yaşındaydım ve kullandığım bilgisayar babamın eve
aldığı 64KB RAM’i olan Apple II Plus’tı."
Sonraki yıllarda da
Mac’lerle fazlasıyla haşır neşir olacak olan John, aklından çıkmadığını
söylediği bir anısından bahsederken "1984 yılında Time dergisinde
Macintosh hakkında bir yazı okumuştum ve resmen çarpılmıştım." diyor ve
ekliyor: "Zaten o olaydan birkaç ay sonra, piyasaya yeni çıkmış olan
Macintosh’lardan bir tane satın aldım."
Karanlık odada elle
yapılan işleri daha çok seven Thomas bile bilgisayarlara ve
programcılığa ilgi duymaya başladı ve 1987’de kendine bir Macintosh Plus
satın aldı. Thomas "dijital imajların işlenmesi" konulu doktora tezini
Mac’iyle hazırlamaya başladı. Ancak bu aşamada büyük bir hayal
kırıklığıyla karşı karşıya kaldı, çünkü Mac, Thomas’ın kullandığı
imajlarda gri skala seviyelerini görüntüleyemiyordu. Sorunu çözebilmek
için Thomas, gri skala efekti simule eden bir alt rutin programlamaya
koyuldu.
Bir Grafik İşleme Yazılımı Doğuyor
Thomas’ın tezi
dolayısıyla daha fazla alt rutin programlaması gerekti ve farklı işlere
yarayan pek çok imaj işleme programcığı ortaya çıktı. Bu progr*****lar,
o sırada California’da Industrial Light and Magic (ILM) firmasında
çalışan John’un Ann Arbor’a yaptığı bir ziyaret sırasında dikkatini
çeker. John bu konuyla ilgili olarak "Thomas’ın yaptığı iş, dijitize
edilmiş bir görüntü içinde, önceden tanımlanmış bir objeyi tanıyabilmeye
dayanıyordu. Bu tip bir işin temelinde imaj işleme yatıyordu ve Tom bir
çok imaj işleme programcığı yazmıştı." John, Thomas’ın çalışmalarını,
kendi çalıştığı firmada gördüğü Pixar isimli bir bilgisayarın imaj
işleme araçlarına çok benzetir. Pixar’da kullanılan Unix C shell komut
satırına benzer bir yapıda olan progr*****ları Thomas bir araya getirip
‘Display’ isimli bir uygulama programı yaratır ve iki kardeş
California’daki ILM’nin yolunu tutarlar.
Display gayet güzel
çalışıyordu ancak John’un Display’le ilgili planları bu kadar değildi:
"Daha fazlasını istiyordum. Örneğin Display imajları değişik formatlarda
kaydedebilse ve ben başka yazılımlarda bunları basabilsem nasıl
olurdu", gibi... "ILM’nin grafik departmanından birkaç imaj getirdim ve
ekranımda çok karanlık görünüyorlardı, birden gamma düzeltme araçlarına
ihtiyaç duyuyor olduğuma karar verdim."
John’un ricaları,
Thomas’ın ilgisini tezi üzerine yoğunlaştırmasına engel olmaya
başladıysa da, kişisel bilgisayar üzerinde imaj düzenleme yapabilme
fikri aklını çelmeye başlamıştı.
Display’in iyileştirme süreci
bir süre daha devam etti ve uygulamanın gelişmiş sürümüne 1988 yılında
"ImagePro" adını verdiler. Bu noktada John, Thomas’a ImagePro’yu ticari
bir yazılım haline getirmelerini önermeye başlamıştı.
Üniversitenin
verdiği bursu tüketen ve üstüne üstlük eşi hamile olan Thomas, yaptığı
işi tamamlayıp bir an önce bir iş bulma derdine düşer. 1988 başlarında,
ImagePro’nun Beta sürümünü altı ay içinde tamamlamaya karar verir. Bu
süre, Silikon Vadisi’nde müşteri aramak için de iyi bir fırsat yaratır.
Photoshop, İsmine Kavuşuyor
Thomas
yazılımına isim bulmak konusunda sıkıntı çekiyordu çünkü bulduğu her
isim daha önce alınmış oluyordu. Bu sıkıntısından bahsettiği bir
arkadaşı ona Photoshop ismini önerdi ve yazılımın bundan sonra dünyaya
damgasını vuracak olan ismi keşfedilmiş oldu.
Silikon
Vadisi’ndeki birçok firma Thomas’ın teklifine ılımlı bakmıyordu. Örneğin
SuperMac firmasının geri çevirme sebebi, Photoshop’u, o dönemde popüler
olan yazılımları PixelPaint’le bütünleştiremeyeceklerini
düşünmeleriydi. Aldus firması, kendi bünyesinde zaten benzeri bir
uygulama ürettiğini belirtti. Adobe yazılıma ilgi gösterdi, ancak hemen
cevap vermemişti. Sonunda Thomas Ann Arbor’a dönüp yazılım üzerinde bir
süre daha çalışmaya karar verdi. Bu sırada John yazılımın tanıtım
demolarını firmalara göstermeye devam ediyor, Thomas’tan sıklıkla yeni
özellikler eklemesini istiyordu. Hatta programın nasıl
kullanılabileceğini anlatan küçük bir kitapçık bile hazırladı.
Sonunda
Silikon Vadisi’nde Barneyscan isimli bir firma kısa vadeli bir teklifle
geldi. Buna göre Barneyscan, slayt tarayıcıları ile birlikte yazılımı
ücretsiz olarak Barneyscan ismiyle dağıtacaktı. Photoshop sürüm
0.87’nin yaklaşık 200 adet kopyası Barneyscan tarayıcılarla dağıtıldı.
John,
Apple’a da Photoshop’u tanıtmaya gitti ve yazılım çok ilgi gördü.
Mühendisler yazılıma hayran kaldıklarını belirttiler ve John’a birkaç
kopya bırakmasını rica ettiler.
Eylül 1988, Knoll kardeşlerin
şansının döndüğü aydı. John, Adobe firmasının tasarım ekibine bir demo
sunumu gerçekleştirdi ve firma yetkilileri üründen fazlasıyla memnun
kaldılar. Özellikle Adobe’nin art direktörü Russell Brown Photoshop’tan
oldukça etkilendi. O sıralar Adobe’nin, Letraset firmasıyla ColorStudio
isimli yazılımı geliştirme konusunda anlaşması vardı ancak daha sonra
Photoshop’un daha çok ümit vaat ettiği kanısı ağır bastı ve Adobe, kısa
süre içerisinde Photoshop’un dağıtımı konusunda Knoll kardeşlerle bir
lisans sözleşmesi imzaladı. 1990 yılının Şubat ayında, 10 aylık bir
geliştirilme sürecinin ardından Photoshop 1.0 nihayet piyasaya sürüldü.
Anlaşmadaki
en önemli nokta, anlaşmanın dağıtım lisansı üzerine olmasıydı. Adobe
uzun yıllar yazılımı satın almayarak sadece dağıttı. Daha sonra
Photoshop başarılı biçimde kendini göstermeye başlayınca Adobe yazılımı
satın aldı ve ismini değiştirmedi. Thomas, Ann Arbor’da yazılımı
geliştirmeye devam ederken John da California’da plug-in’ler yazıyordu.
Plug-in’lerin de oldukça ilginç bir öyküsü var: Kimi Adobe yetkilileri
John’un yazdığı plug-in’lerin ciddi bir yazılımın ayrı bir özelliği
olarak lanse edilmesinin yakışık almayacağını, bunların yutturmaca gibi
görüneceğini iddia ettiler. Bu yüzden John, yaptığı işleri Photoshop’a
"sinsice" sokabileceği bir yol bulmak zorunda kaldı. Zaman içinde bunlar
Photoshop’un en güçlü araçları haline geldiler.
Photoshop’un ilk
sürümlerinde birçok hata vardı, hatta birçok kullanıcı 1.0.7 sürümünden
sonra Photoshop kullanmaktan vazgeçti. Yine de Photoshop’un yakaladığı
başarı takdire değerdi ve o zamanlar en büyük rakibi olan ColorStudio
yazılımından kolay kullanımı ve verimli program koduyla öne çıkıyordu.
ColorStudio’nun Photoshop’ta olmayan pek çok özelliği vardı ancak
pazarlama konusunda en önemli dezavantajı Letraset’in yazılımı "özel
kullanıcılar için özel bir uygulama" olarak konumlandırmış olmasıydı.
Bunun tersine Photoshop, Macintosh’u olan herkesin kullanabileceği bir
yazılım olarak lanse ediliyordu. Photoshop’un bir şansı da, masaüstü
yayıncılığın yeni yeni alevlenmeye başladığı döneme denk gelmesiydi.
Adobe’nin gizli silahı Russell Brown, birçok mecrada Photoshop’u
anlatıyor, demolarını sunuyor, "Photoshop diye sıkı bir yazılım var,
duydunuz mu?" cümlelerinin kulaktan kulağa yayılmasına önayak oluyordu.
Artık Photoshop bir dünya standardı haline gelmeye başlamıştı.
Yeni Sürümler, Yeni Özellikler
Photoshop’un
yeni sürümlerinin üzerinde çalışan tek kişi Thomas Knoll’du. Adobe,
yeni mühendislere ihtiyaç olduğuna karar vererek Mark Hamburg’u
kiralamaya karar verdi. Knoll gibi Michigan Üniversitesi mezunu olan
Hamburg, daha önce Full Write yazılımı için Bézier Path eğrilerini
uyarlamıştı ve Adobe, Hamburg’u 2.0 sürümü için "Path Adam" olarak
kiraladı.
Hamburg ile Photoshop 2.0’a birçok güçlü araç da
katılmış oldu. 2.0’ın belli başlı özellikleri arasında Illustrator
dosyalarını raster etme aracı, CMYK desteği, duotonlar ve path çizimleri
yapılan Pen aracını sayabiliriz. Hamburg’un getirdiği ilk ve çok önemli
yenilik ise, Photoshop’a ayrılan belleğin 2 megabayttan 4 megabayta
çıkarılması konusunda getirdiği öneri oldu. Bu sayede yazılım belirgin
şekilde hızlı ve stabil çalışmaya başladı. Photoshop 2.0, Haziran
1991’de satışa sunuldu.
Photoshop 2.0’ın CMYK desteği vermesi,
masaüstü yayıncılık dünyasının dikkatini yıldırım hızıyla bu yazılıma
yöneltmesine sebep oldu. Renk ayrımı yapabilme gibi bir devrimi
gerçekleştirebilmesi yazılımın satışlarını katlarken Photoshop’un gücüne
yeni mühendislerle güç katılıyordu.
Bu aşamada Windows
platformuna da destek verilmesi gündeme geldi ve ürün Mac ve Windows
platformlarına yönelik iki ana grubun sorumluluğuna verildi. Windows
tarafının gelişmesi, Thomas Knoll’un orijinal kodunun tekrar yazılma
süreciyle böylece başlamış oldu. Photoshop’un 2.5 sürümü hem Mac hem de
PC için geliştirilmeye başlandı. Yeni sürüme oldukça önemli yenilikler
katılmasına rağmen neden sürüm numarası olarak 3.0 değil de 2.5
verildiği ise tam olarak bilinmiyor. Yeni sürümdeki yenilikler arasında
meşhur paletli yapıyı, 16 bit dosya desteğini ve Windows sürümünün
çıkmış olmasını sayabiliriz.
Ancak Photoshop’un 2.5 sürümünde bir
bellek hatası vardı ve anında kullanıcılarından tepki almıştı.
Problemin çözümü için teknik ekip anında işe koyuldu, hatta sorunun
kaynağına inebilmek için müşteriler tek tek aranarak hangi işi yaparken
hangi noktada sorunla karşılaştıkları soruldu ve alınan cevaplar
doğrultusunda bir yol izlendi. Problem tespit edilip ortadan
kaldırılınca 2.5.1 sürümü geçerli sürüm olarak piyasaya sürüldü. Bu
sürümün en önemli özelliği, Apple’ın yeni ve hızlı çip mimarisi PowerPC
ile uyumlu çalışan ilk uygulama olmasıydı. Power PC desteği bir plug-in
ile sağlanmıştı.
Daha 2.5 sürümü tamamlanmadan çalışmaları
başlanmış olan sürüm 3.0’da Thomas Knoll’un getirdiği bir yenilik,
yazılımın tarihinde dönüm noktası oldu. Bu yeniliğin adı Layers idi ve
imajları katmanlı bir yapıda birbirinden ayrı tutarak çalışabilme
esasına dayanıyordu. O zamanlar "Photohop Katili" olarak lanse edilen
Live Picture da layers desteği veriyordu ve Photoshop 3.0’ın özellikleri
arasında katman desteğinin geçiyor olması bu özelliğin Live Picture’dan
çalındığı söylentilerini doğurdu. Ancak gerçekte katman teknolojisi
Thomas Knoll’un uzun süreden beri, hatta Live Picture adını bile
duymadan önce üzerinde çalıştığı bir projeydi. Sürüm 3.0, 1994
Eylül’ünde satışa sunuldu.
Sürüm 3.0’ın en büyük gafı, beta
sürümlerdeki zaman sınırlayıcı kodun, satışa sunulan tam sürümde
unutulmuş olması oldu. Adobe, hemen 3.0.1 güncellemesini hazırladı ve
online olarak yayınladı, ayrıca ürünleri ücretsiz değiştireceğini de
açıkladı. Birçok kullanıcı problemden haberdar olduğu için bu durum
sıkıntı yaratmadan giderildi. Ancak ürünlerini değiştirmeyen ya da
güncellemeyen kullanıcılar, 1 Ocak 1995 günü, süresi bittiği için artık
yazılımlarını kullanamayacakları uyarısını aldılar. Ancak daha da beter
bir durum Japon sürümünün 1 Şubat 1995 tarihinde, yani tam bir ay sonra,
süre aşımı nedeniyle çalışmasını durdurması oldu. Anında 3.0.3
güncellemesini yayınlayan Adobe firmasından, bu olaydan sonra birçok
mühendis işinden ayrılmak durumunda kaldı.
Bu durumlar firma için
prestij sarsıcı da olsa, yazılıma duyulan ilgiyi azaltmadı. Özellikle
Layers desteği yazılımın en güçlü itici motoru olmuştu.
Photoshop’un Fetret Devri
Photoshop
3.0 çeşitli açılarda üstün bir sürüm oldu. Birçok insan yazılımın daha
nereye kadar geliştirilebileceğini merak ediyordu. Mühendis kadrosu
iyice genişlemiş, Apple, IBM gibi büyük firmalardan bile isimler tayfaya
katılmıştı. Ancak yeni sürüm geliştirme faaliyetleri yavaşlamıştı ve
teknik ekip başka projelerde yer almaya başladıklarından ilgi kaybı
başgösteriyordu. Ekibin ağır topları Thomas ve Hamburg başka projelere
kafa yorarken, Johnston ve iki mühendis Adobe’den ayrıldılar. Geliştirme
çalışmaları neredeyse durma seviyesine gelince Lamkin duruma el attı ve
Hamburg’un tavsiyelerini göz önüne alarak Photoshop’un tüm arayüzünü
elden geçirip yenileyecek bir arayüz tasarımcısı kiraladı. Tüm Adobe
yazılımlarının arayüzlerinin birbirine benzetilmesi kararı alındı. Bu
noktada Hamburg da ikna edilerek Photoshop mühendis ekibine yeniden
katıldı. Photoshop kullancılarını yeni sürümde ilginç sürprizler
bekliyordu.
Ekibe arayüz tasarımcısı olarak katılan Andrei
Herasimchuk, bazı radikal önerilerle geldi. Lemkin’in de
cesaretlendirmesiyle arayüzde ciddi değişiklikler yapıldı. Kadroda
herkes ayrı bir konuya el atmıştı ve Actions, Adjustment Layers, Grid,
Guides gibi yenilikler bir bir yazılıma adapte edilmeye başlandı. Bu
arada Hamburg, Free Transform’u geliştirdi, Thomas Knoll da ekran
önbellekleme sistemi ile yazılımın performansını arttırdı. Photoshop 4.0
olacak olan Büyük Elektrik Kedi uykusundan uyanmıştı.
Yazılımın
betası "Big Electric Cat" çıktığında pek çok beta test kullanıcısı
yeniliklerden hoşlanmadıklarını ifade ettiler. Beta testlerinin sonunda
test ekibi yeniliklere kendini adapte etmiş olsa da medya değişimleri
sıcak yansıtmadı. Birçok kullanıcı hiçbir anlamı olmadığını düşündükleri
değişimler için firmayı e-posta yağmuruna tuttular. 1996 Kasım’ında
yazılım piyasaya sunulduğunda kullanıcıların verdiği genel reaksiyon
"Photoshop’un düzenini neden bozdunuz?" oldu.
Zaman içinde
kullanıcılar yazılıma alıştıkça yapılan değişiklikler de onlar için
anlam kazanmaya başladı. Herkes yapılanın yerinde olduğunu düşünmeye
başlamıştı ve Photoshop 4.0, firmaya büyük bir finansal başarı
kazandırdı.
Photoshop 5.0 için çalışmalar, 4.0 sürümü piyasaya
çıkmadan önce başlamıştı. Bu sürümün en büyük ve en gizli özelliği, Undo
(Geri Al) işlemlerinde radikal bir devrim olacak olan History (Geçmiş)
paletiydi. Bu palet, çalışma aşamalarında istenen seviyeye geri
dönebilmeyi, belli bir noktaya bakış atıp kalınan noktadan işe devam
edebilmeyi ön gören bir özelliği kullanıcıya sunacaktı. Photoshop 5.0,
Mayıs 1998’de satışa sunuldu. Kullanıcıya getirdiği birkaç yenilik
dışında en önemli özelliği tabii ki History paleti oldu. 5.0’ın piyasaya
sürülmesinden yaklaşık bir sene sonra 5.5 sürümü geldi ve gerçekten
kayda değer bir başarı sağladı. Bu sürümde masaüstü yayıncılığın yeni
kolu olan ve tüm dünyayı etkisi altına alan Internet’e ve Web tasarımına
yönelik araçlar da vardı. 5.5 ile birlikte Image Ready 2.0 yazılımı da
ilk kez dağıtılmaya başlandı.
Photoshop, 2000 yılının sonlarında
bomba bir çıkış yaparak 6.0 sürümünü duyurdu. Metin yazımı konusunda
getirdiği yeniliklerle yazılan yazının imajın üzerinde
düzenlenebilmesine izin verirken vektör desteği sayesinde harfler her
ebatta kırıksız görülebiliyordu. Styles paleti ise imajlara anında
kabartma, gölge, dolgu, kontur gibi efektleri uygulayabilmeye olanak
veriyordu. Bunun yanı sıra yazılımın Web desteği oldukça güçlendirildi
ve Image Ready 3.0 ile birlikte satışa sunuldu. Ayrıca eklenen Liquify
(sıvılaştırma) adlı araç da piksellere, sanki imaj sıvıymış gibi
davranabilmeye ve ilginç etkiler yaratmaya olanak tanıyordu.
Yeni Bir İşletim Sistemi
Yeni Bir Photoshop
Mac
OS X için beklenen en önemli yazılımlardan birinin de Photoshop olduğu
yadsınamaz. Adobe’nin nihayet Photoshop’u karbonize ettiğini açıklaması,
OS X kullanıcılarının özlemini bitirmiş oldu.
Yeni sürümün yeni
özellikleri oldukça fazla. Adobe sonunda Photoshop’a bir File Browser
eklemiş. Böylelikle depolama birimleriniz içindeki imajların küçük bir
önizlemesini görebiliyorsunuz. Seçili imajlar hakkında EXIF (hangi
dijital kamerayla hangi pozlama değerlerinde çekildiği gibi bilgiler
içeren header) dahil pek çok bilgiye ulaşabiliyor, dosyaları "bitmiş
iş", "prova" şeklinde kategorize edebiliyorsunuz. Resimleri tek bir
tıklama ile File Browser üzerinden 90 ve 180 derece döndürebilmek mümkün
olduğu gibi dosya isimleri de buradan değiştirilebiliyor.
İmajları
elden geçirmek son sürümde bir zevk halini alıyor. Yazılıma eklenen
yeni Heal (iyileştirme) ve patch (yama) araçları, imajlarda bu güne
kadar Clone Stamp ile yapılan iyileştirme çalışmalarında büyük oranda
kolaylık sağlayabilecek araçlar. Clone Stamp’ten farklı olarak Heal
aracıyla imajın üzerindeki karanlık ve aydınlık alanlara zarar vermeden
düzenleme yapılabiliyor. Patch aracı ise seçilen bir alanı, en optimum
düzeyde dokulandırırken yine gölgelere ve ışık farkı olan alanlara
dokunmuyor.
Photoshop 7.0’da Web için de pek çok yenilik var.
Image Ready sürümü 3.0’dan 7.0’a atlamış. Görünen o ki yazılım artık
Photoshop’un ezele kadar dostu ve komplimanı olacak. ImageReady ile tek
dokunuşta bir rengi transparan hale getirip Web için
kaydedebiliyorsunuz. Envai çeşit Rollover butonlar kolaylıkla
hazırlanabilirken Dither transparanlık ile her tür imaj Web sayfasına,
artalan dokulu olsa da sorunsuzca konabiliyor. Web için kaydederken
imajın detaylarını düşürürken vektör metinlerin keskin ve vurgulu
kalmasını sağlayabiliyorsunuz.
Photoshop’un çalışma alanına
yenilikler gelmiş. Örneğin bir bilgisayarın birkaç kullanıcısı varsa bu
kişiler kendi çalışma alanlarını kendilerine göre düzenleyip
kaydedebilirler. Ya da kolaj için farklı, boyama için farklı araç
kombinasyonları hazırlayıp bunları kullanabilmek mümkün.
Özelleştirilebilir araç çubuğu ile belli araçları belli işleri yapabilir
hale getirip (örneğin her seferinde 3 x 5 oranında Crop yapabilme gibi)
bunu araç çubuğuna ekleyebiliyorsunuz. Böylece tek bir seçimle
istediğiniz biçimde Crop moduna geçebilmek mümkün.
Boyama
demişken, aynen Photoshop 6’nın Styles’da getirdiği yenilik gibi boyama
araçlarında da artık pek çok detayı belirleyip fırçanızı buna göre
ayarlayabiliyorsunuz. Fırçanın şekli, basıncı, ne tip bir fırça olduğu,
nasıl davranması gerektiği hakkında değiştirebileceğiniz onlarca
parametre var.
Renk düzeltme konusunda her zaman üstün özellikler
sunan Photoshop, son sürümde otomatik levels ve kontrasttan sonra şimdi
de otomatik renk düzeltme yeniliğini getirmiş. Böylelikle imajın hem
ışık dengesi, hem de renk dengesi iki hamlede oldukça tatminkâr
boyutlara çıkarılabiliyor.
Ağır toplardan biri de var olan bir
imajın içindeki küçük bir alandan oldukça başarılı ve büyük artalan
desenleri üretebilmek. Bu, özellikle yapılan tekli çekimleri konuyla
ilgili artalanlara yerleştirmek isteyenler için kolaylaştırıcı bir
özellik.
Liquify aracı eskisine oranla pek çok yenilikle
donatılmış. Artık diğer katmanları görüp bunların üzerinden çalışarak
daha tutarlı değişimler yapabilmek mümkün.
Adobe’nin geliştirip
"taşınabilir dosya formatı" adını verdiği ve Internet, Intranet gibi
ortamlarda paylaşılarak yürütülen işlerde kullanılmak üzere optimize
ettiği (yüksek kalite ve küçük dosya boyutu) PDF dosya formatına
Photoshop 7.0’ın verdiği destek de yabana atılır gibi değil. Örneğin
doküman güvenliği konusunda, Photoshop içinden kaydedilen PDF’lere şifre
koyabilme olanağını var. Özellikle tasarımların güvenli olmayan
ortamlarda paylaşıldığı durumlarda dokümanın küçük bir ön izlemesinin
bile gizliliği çok önem kazanıyor.
Metin katmanları için çeşitli
dillerde yazım denetimi yapabilen Photoshop 7.0, büyük ihtimalle CE
(yerelleştirilmiş) sürümünde Türkçe yazım denetimi de yapabilecek. Belki
bu özelliğin çok da önemli olmadığı düşünülebilir. Ancak özellikle ilan
ve broşür gibi büyük kitlelere ulaşan ve hata kabul etmeyecek yapıda
olan tasarımlarda yapılan yazım hatalarını en aza indirecek olması da
önemli bir avantaj olarak kabul edilebilir.
Önceki sürümde de var
olan ve kağıdı en verimli şekilde kullanabilmeye olanak veren Picture
Package (resim paketi) daha verimli çalışıyor ve daha çok seçenek
sunuyor. 6.0 sürümünde bulunmayan en önemli özelliklerden biri, resim
paketini hazırlamadan önce bir önizleme yapabiliyor olmanız.
Son Söz
12
yıllık tarihinde Photoshop, binlerce tasarımcının ve yayıncının her
zaman elinin altında tuttuğu belki en önemli programlardan biri oldu.
Üstelik proje sürümlerinden son sürümüne kadar Macintosh’larla hep dost
olmuş bir yazılım olan Photoshop’un, asla bitmemiş bir doktora tezinin
hazırlanma aşamasında ortaya çıkmış olması da ilginç.
Yeri
gelmişken belirtelim: Thomas Knoll, proje geliştirmenin her aşamasına
katıldı ve tezini hiçbir zaman bitiremedi. John, ILM’deki kariyerine
görsel efektler süpervizörü olarak devam etti ve Mission Impossible,
Star Wars Episode I gibi pek çok önemli projede görev aldı. Babaları
Glenn Knoll ise hâlâ Michigan Üniversitesi’nde Mühendislik bölümünde
profesör olarak çalışıyor, fakat evinde artık Powerbook kullanıyor ve
evinin bodrumundaki karanlık odanın yerinde, tahmin edebileceğiniz gibi,
artık Photoshop var.
Teşekkürler
Alıntıdır
Similar topics
» Zonguldak Tarihi
» Yozgat'ın Tarihi
» Adana'nın Tarihi
» trabzonun tarihi
» IE9'un çıkış tarihi hata eseri yayınlandı!
» Yozgat'ın Tarihi
» Adana'nın Tarihi
» trabzonun tarihi
» IE9'un çıkış tarihi hata eseri yayınlandı!
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz