Bu Son Teklifim!
3 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu Son Teklifim!
Bu Son Teklifim!
Bir bestenin orta yerinde geliyoruz göz göze. Ben şarkı söylüyorum manzarası adalar olan bir meyhanede.
Bu Son Teklifim!
Her gece daha uzak bir masaya oturuyorsun. Biliyorum geçmişin ağırlığı var omuzlarında görülmeyeceğin bir yerden seyretmek istiyorsun.
İstesem sana ulaşan yolları da bulurum aslında. Ben ne seyahatler yaptım aşk uğruna bilemezsin. Verdiğim tüm savaşlardan galip çıkmışlığım da varken üstelik bunca uğraş vermeye gücüm yok.
Sendeki sokakları gezdim ben sen farkına varmadan. Köşeleri de döndüm ama gördüm ki tüm yolların birbirine bağlı senin labirent gibi; vazgeçtim.
Şimdi senin sıran geldi. Sen adım atacaksın bulunduğun o kafesten. Bir adım atıp dışarı çıkacaksın. Sen hele bir cesaret et merak etme kapıda beni bulacaksın.
Geçmişin isi eline yüzüne bulaşır insanın. Bakmayı bilen gözler görür ne kadar incindiğini. Belki ondandır bunca kaçışın ben senin içini görüyorum.
Herkes kadar korkuyorsun yeni bir darbe almaktan haklısın! Hangimiz korkmuyoruz ki? Ancak aşk dediğin yürek ister adı laf olmayan! Her yenilişin ardından kaçarsak savaş meydanından topraklarımız gibi kaybederiz kalbimizi.
Herkes kendi seçimlerini yaşar hayat yolculuğunda. Senin bir seçimin yok korkarım. En çok da bu boşluk yaratır. Hiçbir şeysizlik boğar adamı gece yarılarında.
Aşka inanmayabilirsin sevgiye dostluğa dürüstlüğe inanmayabilirsin. Unutma ki; gün gelir tüm inanmayanlar gibi inançsızlığı inanç edinirsin.
Sen de vakti gelince düşmemek için tutunmak zorunda kalacaksın birine. İşte asıl o zaman yanlış elleri tutacaksın o zaman dokunduğun her şey elinde kalacak ve sen yine kendine küskün başladığı yere dönmüş bir inançsız olacaksın.
Bu sana son teklifim. Ya uzatacaksın elini korkmadan geçeceksin bu güvensizlik köprüsünün üstünden; ya düşeceksin kendini onaylamak istercesine. O zaman düştün çukurun derinliğinden korkacak herkes kimse bir dal bile uzatmayacak. Daha çok döneceksin kendine daha çok küseceksin. Yalnızlık duvarlardan kalın bir zırh örecek etrafına bağırsan sesin yukarı gitmeyecek.
O vakit bir umut arayacaksın yaşamı güzel kılacak “tamam ben de varım” diyeceksin hayata gülümseyeceksin yeni doğan güneşe ama tüm şehir o saatte uyuyor olacak; hatta ben bile!
Bir bestenin orta yerinde geliyoruz göz göze. Ben şarkı söylüyorum manzarası adalar olan bir meyhanede.
Bu Son Teklifim!
Her gece daha uzak bir masaya oturuyorsun. Biliyorum geçmişin ağırlığı var omuzlarında görülmeyeceğin bir yerden seyretmek istiyorsun.
İstesem sana ulaşan yolları da bulurum aslında. Ben ne seyahatler yaptım aşk uğruna bilemezsin. Verdiğim tüm savaşlardan galip çıkmışlığım da varken üstelik bunca uğraş vermeye gücüm yok.
Sendeki sokakları gezdim ben sen farkına varmadan. Köşeleri de döndüm ama gördüm ki tüm yolların birbirine bağlı senin labirent gibi; vazgeçtim.
Şimdi senin sıran geldi. Sen adım atacaksın bulunduğun o kafesten. Bir adım atıp dışarı çıkacaksın. Sen hele bir cesaret et merak etme kapıda beni bulacaksın.
Geçmişin isi eline yüzüne bulaşır insanın. Bakmayı bilen gözler görür ne kadar incindiğini. Belki ondandır bunca kaçışın ben senin içini görüyorum.
Herkes kadar korkuyorsun yeni bir darbe almaktan haklısın! Hangimiz korkmuyoruz ki? Ancak aşk dediğin yürek ister adı laf olmayan! Her yenilişin ardından kaçarsak savaş meydanından topraklarımız gibi kaybederiz kalbimizi.
Herkes kendi seçimlerini yaşar hayat yolculuğunda. Senin bir seçimin yok korkarım. En çok da bu boşluk yaratır. Hiçbir şeysizlik boğar adamı gece yarılarında.
Aşka inanmayabilirsin sevgiye dostluğa dürüstlüğe inanmayabilirsin. Unutma ki; gün gelir tüm inanmayanlar gibi inançsızlığı inanç edinirsin.
Sen de vakti gelince düşmemek için tutunmak zorunda kalacaksın birine. İşte asıl o zaman yanlış elleri tutacaksın o zaman dokunduğun her şey elinde kalacak ve sen yine kendine küskün başladığı yere dönmüş bir inançsız olacaksın.
Bu sana son teklifim. Ya uzatacaksın elini korkmadan geçeceksin bu güvensizlik köprüsünün üstünden; ya düşeceksin kendini onaylamak istercesine. O zaman düştün çukurun derinliğinden korkacak herkes kimse bir dal bile uzatmayacak. Daha çok döneceksin kendine daha çok küseceksin. Yalnızlık duvarlardan kalın bir zırh örecek etrafına bağırsan sesin yukarı gitmeyecek.
O vakit bir umut arayacaksın yaşamı güzel kılacak “tamam ben de varım” diyeceksin hayata gülümseyeceksin yeni doğan güneşe ama tüm şehir o saatte uyuyor olacak; hatta ben bile!
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz